Hürriyet

14 Mart 2013 Perşembe

Paris'te Ev için 6 Yıllık Kontrat İmzaladık.

 O gün Nation'da kafede Ebru'yu beklerken Burcu da ben de çok heyecanlı idik. Ebru kafenin kapısında son derece mutlu bir yüzle  görününce içim biraz rahatladı, umarım bize iyi haberler getirmişti.
  Evet Ebru'da çok güzel haberler vardı. Adeta bir mucize gerçekleşmişti. Zaten eskilerin bir sözü vardır.'Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez.'derdi büyüklerimiz.Hakikaten biraz sonra yazdıklarımı okuyunca bu sözün ne kadar doğru olduğunu göreceksiniz.
  Ebru o sabah bizden ayrılınca bir gün önce gidip ev baktığımız emlakçıya tekrar gitmiş.Bir gün önce gittiği ve bir ev bulamadığı emlakçıya neden gitmiş diyeceksiniz ama sanırım kader  çekmiş onu.Emlakçı bir gün önce isteklerine cevap veremediği kişiyi tekrar kapıda görünce şaşırmış. Ebru emlakçıya girdiğinde içerde genç sarışın,ufak tefek , çok şirin bir hanım oturuyormuş. Ebru ile emlakçının konuşmasını duyan ve Ebru'nun ev aradığını öğrenen genç hanım birden konuşmaya katılmış ve nasıl bir ev aradıklarını sormuş. Ebru küçük kardeşi ile kalacağı, güvenilir bir apartımanda yeni , konforlu bir ev aradığını söylemiş. Sonradan adının Nathaly olduğunu öğrendiğimiz genç hanım kendi sitelerinde aranan özelliklerde boş bir daire olduğunu ve sanırım kiralık olduğunu söylemiş. Ebru ev bulamamanın verdiği telaşla hemen nasıl görebilirim evi diye sormuş.Nathaly  kendisinin de aynı sitede 6.katta oturduğunu ve beraber eve giderlerse aynı model  olan kendi evini görebileceğini , bu sırada da gardiyandan evin kiralık olup olmadığını öğrenebileceklerini söylemiş.
  Emlakçıya 5 dakika mesafede olan eve  gittiklerinde Ebru siteye, apartımana ve özellikle Nathaly'nin dairesine hayran kalmış.Çok güvenlikli ve şık bir sitede, harika bahçeler içinde çok şık bir aprtımanda 6.kattaki üç daireden birinde oturan Nathaly evini de çok şık döşemiş. Oldukça yeni ve konforlu olan daire büyük bir gömme dolabın olduğu bir antre,  büyük bir salon , çok şık ve küçük bir mutfak ve gömme banyolu, şık bir banyodan oluşan bir stüdyo imiş. Bütün dairenin önünde de büyük bir balkon varmış.Zaten Fransa'da tek kişilk veya iki  kişilk aileler böyle stüdyolarda yaşıyorlar. Gündüz yaşam alanı olan büyük salon, gece yatak alanı olarak da kullanılıyor ve güzel ,çok işlevli mobilyalarla insanlara konforlu bir yaşam imkanı sağlıyor. Nathaly'nin bizim için söylediği daire aynı blokta 11 .katta imiş ve Ebru'nun sorup öğrendiğine göre bir emlak şirketi tarafından kiraya veriliyormuş.Apartımanın en güzel tarafı Burcu'nun eğitim yapacağı Paul Ducas Konservatuarının tam karşısında olması imiş. Öyle ki evden Burcu'nun okul kapısına giriş ve çıkışı bile görülebilecekmiş.
  Ebru ve Burcu için çok uygun olan bu ev için şirketi aramak ve kira şartlarını öğrenmek gerekiyordu. Kafede şirketi arayan Ebru evin kirasını ve kiralama şartlarını öğrendi. Evin kirasi epey yüksekti.Daha sonra konuştuğumuz kişiler aynı fiatlarla Paris çevresindeki yerleşimlerde daha geniş ev bulabileceğimiz söylediler ama Burcu ve Ebru'nun okullarına yakın olması ve güvenilir olması açısından bu ev çok uygundu. Evin  kira şartlarında 2 aylık deozito, güvenilir bir kefil ve 6 yıllık kontrat gerekiyordu. Hakikaten Paris'te akıllı uslu ev kiralamak çok zordu. Ama ev gerçekten güzeldi. Ayrıca şirket içinden kiracı çıkan evleri sıfır olarak yenilediği için çok konforlu ve temizdi. Sitede oturanlar seçkin insanlardı. Zaten her katta tek stüdyo vardı ki bizim tutacağımız daireye Fransa'da stüdyo deniyor.Katta ki diğer daireler 2+1 normal dairelerdi ve seçkin aileler oturuyordu. Her katta iki büyük asansörün olduğu.site girişinde güvenlik ve gardiyan olan bu binalar harika güzel bahçeler içindeydi. Metroya çok yakın, şehir içinde site bahçesinden girince cennete girmiş gibi oluyordunuz. Ne yapıp edip bu daireyi tutmamız gerekiyordu.
  Öncelikle maddi olanaklarımızı incelememiz gerekiyordu. Paris'te yaşam için ayırdığımız miktarın hemen hemen yarısını bulan bu kiranın üzerine kalorifer,telefon, su, elektrik gibi sabit giderler de eklenecekti.Tabii boş olarak teslim alacağımız bu evi döğemek için de epey harcama yapmamız gerekecekti.Ayrıca kefil işini nasıl halledecektik. Ebru hemen Lyon'da yaşayan ve daha önceki yazılarımda anlattığım Mösyö Pushaska'yı aradı.Mösyö Lyon'da çok ünlü bir noterdi.Onun kefaleti çok iyi olacaktı. Mösyö Purhaska hiç düşünmeden kefaleti kabul etti. Bir an düşündüm.Fransa'da tanıdığımız bu kişiler olmasaydı ne olacaktı, ev tutamıyacakmıydık.Bu arada kimseyi tanımadan yurt dışına okumaya gidenler ne yapıyorlar diye düşünebilirsiniz. Gelen öğrenciler yurtta kalıyor.Öylesi daha ucuz ve problemsiz.Bizim durumumuz biraz farklı idi.Burcu yaşça küçük olduğu ve ablası ile kalacağı için yurtta kalması imkansızdı.
  Kefalet işini, kira durumunu ayarladıktan sonra şirketi arayıp sözleşme için zaman almaya gelmişti sıra.Neyse bir sonraki gün Ebru Şirkete gidip kira sözleşmesini imzaladı. Tabii 2 aylık depozitoyu ve bir aylık kirayı ödemiştik.Mösyö  Purhaska da kefalet kağıdını fakslamıştı Lyon'dan. 6 yıllık sözleşme imzalamıştık ama 6 yıl kalacakmıydık.Bilmiyorum
  Nation'da Rue de Picpus'da Les Marroniers adlı apartıman artık Burcu ve Ebru'nun resmi ikametgahı idi.
  Kira sözleşmesi imzalandıktan sonra evi iyice bir gezdik ve alınacak eşyaların listesini yaptık. Bir sonraki yazımda evimizi nasıl döşedik onu anlatacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder