Hürriyet

10 Mart 2014 Pazartesi

BEN BİR KEMANCI ANNESİYİM.: Amerika'ya Burcu'yu ziyarete gidiyoruz.

BEN BİR KEMANCI ANNESİYİM.: Amerika'ya Burcu'yu ziyarete gidiyoruz.:   Burcu Göker'in Lawrence Üniversitesi'ndeki ikinci yılında babası ile ona bir süpriz yapmak istedik.Uzun zamandır telefonla konuş...

Amerika'ya Burcu'yu ziyarete gidiyoruz.

  Burcu Göker'in Lawrence Üniversitesi'ndeki ikinci yılında babası ile ona bir süpriz yapmak istedik.Uzun zamandır telefonla konuştuğumuz Eric'in annesi Pamela da bizim bu fikrimizin gelişmesine yardımcı oldu.Burcu ve Eric ağustos ayında tatil için Türkiye'ye geleceklerdi. Onları ülkemizde gezdirmek için planlarımızıi rezervasyonlarımızı yaptırmıştık. Babamız yıllık iznini bu tatile göre ayarlamış ve Ege, Akdeniz'de bir çok tatil yöresini kapsayan bir seyahat planı yapmıştık. Bu seyahat planımız çerçevesinde otel rezervasyonlarımız da tamamdı.
  Pamela çocukların Türkiye seyahatınden önce bizim 10 günlüğüne Portage'ye gelebileceğimizi ,bizi ağırlamaktan büyük zevk duyacaklarını,hem de tanışıklığımızın sadece telefonda kalmayıp daha derin bir şekilde gelişeceğini belirtti. Evet iyi fikirdi. Olay sadece İstanbul-Şikago gidiş, dönüş bilet almaya bakıyordu.
  Bu güzel fikir karşısında bize hemen hazırlanmak düşmüştü.Eric'in ailesi için aldığımız hediyeleri bavullarımıza yerleştirip İstanbul-Şikago T.H.Y uçağına bindik. Bu yolculuk eşimle benim ilk Okyanus ötesi yolculuğumuzdu.Yıllarca Burcu'nun eğitimi sebebiyle İstanbul-Paris gidip gelmiştik. Ama bu sefer arada 8 saat fark olan uzak bir yere gidiyorduk.Burcu'yu uzun bir aradan sonra tekrar görmenin heyecanı ile çabucak geçen 12 saatlik bir yolculuktan sonra Şikago havaalanına indik.
 Bizim için gece yarısı , gittiğimiz yer için gündüz vakti, güneşli bir haziran günü Şikago çok güzel gözüküyordu.Burcu'yu 9 aydır görmemiştik. Bizi havaalanından Burcu Eric ve Bop yani Eric'in babası karşıladı. Bizim Eric'i ve Bop'u ilk görüşümüzdü ama Burcu bize onları o kadar çok anlatmıştı ki çok eskiden tanıyor gibi idik.
  Bavullarımızı alıp otomobile bindiğimizde bir an yorgunluk hissettim.Önümüzde Portage'ye kadar 3.5 saatlik bir araba yolculuğu vardı.Uzun araba yolculuğunu Burcu'nun cıvıl cıvıl konuşma sesleri arasında kah uyuyarak, kah dinleyerek geçirdim.
  Ericlerin evine vardığımızda daha önce Burcu'nun da yazdığı şekilde  Andersen Masallarındaki gibi bir evle karşılaştım.Kapıda uzun siyah saçları, gülen mavi gözleri ile Rapunzel gibi Pamela duruyordu.Bu rüya aleminden evde içtiğimiz sıcak çayla biraz ayıldık.Daha sonra akşam yemeğine kadar dinlenmemiz için bizi kalacağımız eve götürdüler. Kalacağımız ev hemen yanlarındaki villa idi. Bir başka rüya alemi de o evdi. Çok samimi bir arkadaşlarına ait olan ve kendileri Newyok'a kızlarını ziyarete gittikleri için bize tahisis edilen ev barbi bebek evi gibi idi.
  Bir ara ben, evde daha önce kimsenin yaşamadığını,bizi izlemek için buraya yerleştirdiklerini düşünüp çevrede kamera aramaya başladım.Biz bu harika döşenmiş masal evinde kalacaktık. Burcu da bizimle bu evde kalacaktı.
  Biraz dinlendikten sonra akşam yemeği için Eric'lerin evine geçtik. Akşam yemeğinde masa başında 8 kişi idik. Eric, Burcu, Ryen, Brent, Pamela, Bob ve biz.Biz yani eşim ve ben çok iyi İngilizce konuşamıyorduk.Ne yazık ki ülkemizde yaptığımız eğitim sırasında öğrendiğimiz İngilizce konuşmamıza imkan vermiyordu.Ericin ailesi de Türkçe bilmiyordu.
  Ama o gece bir şey fark ettim. O masa başında iki ailenin bütün bireyleri gönül dili ile bir güzel anlaşıyorduk.Tabii arada yetiş Burcu diyorduk.
 Bu yemek 10 günlük harika bir tatilin başlangıcını müjdeliyordu bize. Tatil anılarımızı yazmaya devam edeceğim.