Hürriyet

31 Ağustos 2016 Çarşamba

Christopher 3 aylık oldu.

 Bugün 31 Agustos 2016. Bebeğimiz geçen günlerde 3 ayını tamamladı. Hatta bir pasta bile kestik. Babası çok güzel bir pasta almış,üstüne Christopher 3 aylık diye de yazdırmış.Ben Burcuya 6 aylık töreni yapmıştım ama 3 aylık kutlama yapan da gene biz oluyoruz.
 Christopher 3 ayını tamamladı. Düzenli bir yaşam kurduk bebeğe. 3 Saatte bir kalkıyor, mamasını yiyor.altı değişiyor. bizim orman dediğimiz  oyun parkında müzik eşliğinde oynuyor, jimnastığını yapıyor ve daha sonra şezlonguna oturuyor.Gene müzik eşliğinde uykuya dalıyor ve uyuyor.
Gündüzleri böyle bebeğimiz. Bu arada gelen bakıcıyı  da bu sisteme alıştırdık. Şu anda herşey yolunda gözüküyor.
 Burcu bu arada iki okula ders vermeye gidiyor,konserleri oluyor. Her hafta bir hastaneye gidip hastalara konser veriyor. Bu aktivite Pensacola Senfoni Orkestrasının bir organizasyonu. Bu sabah Burcu bir çok hastaneden daha teklif aldıklarını söyledi.Demek ki hastanelerde hastalara ve yakınlarına müzik iyi gelmiş.Anlaşılan haftada bir kereden daha fazla olacak bu konserler
 Henüz Orkestra Konserleri başlamadı.Eylül sonunda başlayacakmış. Bu her hafta gerçekleen Orkestra konserleri için Burcu cuma günlerini boş bırakmış şimdilik.Biz de cuma günlerini Beachde pikinik yaparak değerlendiriyoruz. Okyanus kıyısnda şezlonguma oturup sandöviçimi yemek, biramı yudumlamak çok zevkli oluyor Burcu denize girerken.
 Günlerimiz bizim bıcır, ev işleri arada kaçamak gezmeler devam ediyor.
 Biz buradan 19 eylülde hareket edeceğiz. saat farkı sebebiyle Türkiyeye varışımız 20 eylül olacak.
 Türkiyeye gitmekten korkuyorum. Başlayacak gene sorunlar . Direkt İzmire gideceğiz. Bir iki gün sonra da Bodruma hareket ederiz. Bodrumda bile yaşasak sorunlar var.
 Takriben 3 aydan fazladır  burada yaşıyorum,Ne yan komşudan rahatsız oldum ne herhangi bir gürültüden. Yan komşumuzu  görmedim bile. Bir köpekleri var sanırım.arada tuvalete çıkarıyorlar bahçelerine, bir hav sesi o da çok uzaktan.
 Sokaklarda sahipsiz bir kedi ve köpek görmedim. Bodrum öyle mi ya. Köpekler ordu olarak geziyor. Fon sesi hep bir köpek havlaması. Yalnız sokağa çıkamıyorsun. Evlerimizin yakınında köpekler, biraz uzakta Suriyeli mülteciler. Eve kapandığında çok mu rahatsın sanki. Kapına gelip köpeğini kaka yaptıran karşı komşu vsvs.Daha şimdiden sinir basti beni.
 Markete gittiğinde seni iten insanlar, kafede gelip dibine oturan konuşmalarını dinleyen sonra da lafa karışanlar.........
 Burada yaşamak çok rahat. Başkalarının aksine ben burada yaşamımın bundan sonraki zamanını seve seve geçiririm. Nedense bazı kişiler alışamam falan diyor başka ülkeye. Ne varmış akşamları internetten canlı dizi comu televizyona bağlayıp dizileri seyrediyoruz. Hem reklam arası falan olmadan.Tarladan ürünler satan büyük bir market bulduk. Hem ucuz, hem çok taze.Bütün sebzeleri alıp pişiriyoruz. Bugün oradan aldığım şeftaliler ile reçel yaptım, bir de karnıyarık.
 Anlayacağınız insan dünyanın neresinde olursa olsun düzenini kuruyor. Yeterki sağlık olsun.
 Burada Türk arkadaşlarımız da var. Onlarla toplanıp yemekler yapıyoruz, sohbet ediyoruz. Ülkemde bu kadar arkadaş toplantısı yapamam. Zira büyük şehirde trafikten kimse yerinden kıpırdıyamıyor.
 Ben burada rahatım, gideceğim için de üzüntülüyüm.Evladımdan , torunumdan ayrılmak çok zor.
Umarım en kısa zamanda tekrar bir arada okuruz.


9 Ağustos 2016 Salı

Bir mucize mi oldu nedir?

8 Ağustos günü Pensacola'dan ayrılacağımızı yazmıştım önceki yazımda. Aslında daha fazla kalacaktık ama ev sorunumuz yüzünden erkene çekmek zorunda kaldık dönüşümüzü.Dönüş zamanı yaklaştıkça içimi büyük bir hüzün kaplamaya  başladı.Doğdıuğu andan itibaren her anını yakından takip ettiğim sevgili Christopher'dan uzaklaşmak fikri çok acı geliyordu. Bu acının üstüne Burcu'dan uzak kalmak  hele bize bu kadar ihtiyacı varken çok zor olacaktı. Burada huzurlu, sakin bir yaşam sürüyorduk. Her günümüz çok zevkli geçiyordu. Burcu biz sıkılmayalım diye işinden artan zamanlarda çevre gezileri ile yaşamımızı renklendiriyordu. Pensacola'da gitmediğimiz balık restoranı, kahvaltıcı kalmamıştı bu 2.5 aylık dönemde. Artık dönüşte buradaki restoran ve kahvaltıcıların sıralamasını yapmayı düşünüyordum blogumda.
 Son gün Burcu ile bir kaçamak yaptık. Pensacola Beach'de çok sevdiğimiz Jakops'da şaraplarımızı içip , harika mezeleri yerken içim bir daha buraları görememe duygusu ile kapkaraydı.
 Eşim de çok sevdiği bebekten ayrılma fikri ile çok düşünceliydi. Gene problemlere, sorunlara dalacaktık dönüşte bu sakinliği bırakıp.
 Son gece rüyamda gitmediğimiz daha doğrusu gidemediğimiz gördüm. Sabah uyandığımda çok etkisi altında kaldığımı fark ettim bu rüyanın. Hiç bir ihtimal yoktu kalmamız için.Bavullar kapanmış ve herşey hazırdı. Sadece havaalanına gitmek kalmıştı.
 Burcu sabah doktor randevusune gitti. Dönüşte bizi alıp havaalanına götürecekti. Bu sırada Türkiye'deki büyük kızmdan bir mesaj aldım. Bizi Pensacoladan Atlanntaya ulaştıracak olan Delta airlineste bir sorun olduğunu ve uçakların çalışmadığını yazıyordu mesajında. Ben bu mesajı Burcu'ya ilettim ve bir kaç saat sonra çıkacağınız yoğun yolculuk için enerji toplamak amacı ile salondaki koltuğa uzandım. Canım hiç bu yolculuğa çıkmak istemiyordu. Bir mucize olsa da gitmesek diye düşünürken uykuya dalmışım.
  Uykumdan bir telefon sesi ile uyandım. Telefondaki Burcuydu.Bana gönderdiği mesajları  okuyup okumadığımı soruyordu. Uyuduğum için mesajlardan haberim olmamıştı. Burcu havaalanına gittiğini ve Deltanın bilgisayar sistemindeki bir arıza sebebiyle  uçaklarının çalışmadığını anlatıyordu heyecanlı bir sesle.
 O saniyeden sonra bir maraton başladı bizde. İzmirdeki büyük kızım, eşi, biz ve Havaalanındaki Burcu arasında. Yarım saat sonra Atlantadan Türkiyeye kalkacak akşam uçağının bileti ilerki tarihlere ertelenmiş ve biz kalıyorduk. Kapalı bavullar açıldı tekrar giysiler çıkartıldı içinden. Tekrar havaalanına gidildi ve büyük bir uğraş sonucu iptal edilen biletin parası iade alındı.
 Akşam damadımız geldiğinde bizi evde görünce çok sevindi ve o güzel gülümsemesi ile iyi ki kaldınız dedi.
 Hakikaten bir mucize gerçekleşmiş ve biz torunumuzdan ayrılmamıştık. Evet bir süre sonra gene ayrılık rüzgarları esecek buralarda ama şimdi o anları kafamızdan çıkardık.
 Mutlu mutlu küçük yavrumuzla vakit geçirmeye başladık tekrar. Sanırım o da anladı kalacağımızı sabah harika gülümsemesi le teşekkür eder gibiydi bana. İyi ki kaldınız  anneanne , dede der gibiydi.