Hürriyet

2 Mart 2013 Cumartesi

Bu yıl çok Daha Yoğun geçecek.

  Yazıma başlamadan önce yukardaki resmi açıklamak istiyorum. 20 mayıs 2010 tarihinde Kocaeli Üniversitesi Prof.Dr Baki Komşuoğlu Kongre Merkezi Konseri sonrası dinleyicilerle çekilen resim.
  Sınıf atlama sınavı ile lise 3.sınıfa geçen Burcu sınav sonrası hiç dinlenmeden yeni bir ders yılına başladı.Bu yıl artık sondu. Yaptığımız programa göre 1995-1996 ders yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Lise Bölümünü bitirecek olan Burcu Göker ertesi yıl Paris'te Prof.Sylvie Gazeau'nun Okulunda eğitime başlayacaktı.
  Bu bir cümle ile söylediğim olay aslında çok kolay gerçekleşecek bir olay değildi.Bu olayın gerçekleşmesi için Burcu'nun Liseyi bitirmesi,Ablası Ebru'nun İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmesi. Her ikisinin de Fransa Paris'te okuyacakları okullardan kabul almaları, Fransa eğitimi için gerekli maddi imkanların sağlanması, burs bulunması gerekiyordu ilk etapta. Bütün bunlar olduktan sonra ise Ülkemizdeki Fransız Konsolosluğundan vize alınması, Fransa'ya gidilmesi, ev tutulması, Okul kayıtları, yerleşme  geliyordu. Tabii bundan sonra da bu iki genç insanın hiç bir tanıdık ve akrabaları olmayan bu şehre,ülkeye intibakları, ülke özlemini yenmeleri gibi sorunlar geliyordu.Ayrıca bu iki öğrencinin para değeri bizden çok daha yüksek olan Fransa'da okumaları için sürekli gelir akımı sağlanması da önemli konular arasında idi.
  Böyle anlattığım zaman gerçekleşmesi imkansız gibi gözüken bütün bu şartlar gecelerce hepimizin uykularını kaçırmış ve düşündürmüştü.
 Öncelikle bu ders yılını çok iyi değerlendirmemiz gerekiyordu. 13 yaşında bir çocuk ve lise 3 dersleri.İlaveten Fransız Konsolosluğunda Fransızca kursu, İlave İngilizce dersleri.Ebru'nun ise son sınıf olması sebebiyle dersleri çok yoğundu. Hepsini birden bir yılda vermesi çok zordu. Ayrıca Fransa'da okuyacakları okullara kabul için aday dosyaları hazırlamak, yazışmak, yazışmak,
  Fransa'da bir Üniversitede lisans üstü eğitim yapmak için bir yıl öncesinden kişinin kendini tanıtan. o güne kadar yaptığı eğitimi , çalışmalarını ve projelerini gösteren bir dosyayı İlgili Üniversiteye göndermesi gerekiyordu. Ayrıca neden bu Üniversieyi seçtiği, gelecekle ilgili planları, üzerine master yapmak istediği konuyu anlatan yazıları da ilave etmesi gerekiyordu. Bu dosyalar bir çok üniversiteye ve bir çok hocaya gönderiliyor ve gelen cevaplara göre gelecek stratejisi yaplıyordu.Bu dosyanın çok iyi hazırlanması, adayın kendini çok iyi tanıtması, herşeyden önce çok sağlam bir alt yapısının olması ve eğitin göreceği ülkenin dilini çok iyi bilmesi gerekiyordu.Bütün yazışmalar ve dosyalar gidilecek ülkenin dilinde hazırlanıyordu.
  Bütün bunlar için de çok iyi yabancı dil bilmek gerekiyordu. Ülkemizde hala halledilemeyen eğitimdeki yabancı dil sorunu sebebiyle ben her öğrencinin bu imkanlara sahip olamayacağını biliyorum.Ebru İstanbul St. Benoit Fransız Lisesinden mezundu ama Fransızca eğitimi sadece okulla kısıtlı kalmamış ve son iki yıl tamamen yaz tatillerini Fransa'da geçirecek şekilde yaz kamplarına gitmiş ve dilini iyice ilerletmişti. Tabii bu yaz kamplarını sınavlara girerek ve burslu olarak elde etmişti.
  Ebru yoğun son sınıf derslerinin yanısıra onlarca dosya hazırladı ve Fransa Paris'teki Üniversitelerin Hukuk Fakültelerine gönderdi.Burcu!nun ise gitmesi planlanan  okul ve hocası belli idi. Ama sene içinde Fransa'ya gitmesi ve bu okulun giriş sınavlarına girmesi gerekiyordu.
  Ebru'nun gönderdiği dosyaların cevapları gelmeye başlamıştı. Kimi Üniversite kontejyanlarının dolu olduğunu belrterek kibarca red ediyorlardı. Birçok Üniversiteden de kabul cevapları gelmişti. Ama bu kabul hemen gel kayıt ol şeklinde değildi. Senin başvurunla ilgilendik. seni tanımak istiyoruz, gel kendini tanıt, mülakata gir ve bizi ikna et modunda idi. Anlaşılan biz bu kış bir Fransa yolculuğu daha yapacaktık.
  Aylar geçiyor ve yoğun günlük çalşımaların arasında yapılan gelecek planları da şekilleniyordu.Nihayyet ocak 1996 başında Burcu'nun okul giriş sınavı ve Ebru'nun lisans üstü kabul mülakatları için Paris'e gidişimiz planlandı. Bu sefer her zamankinden daha uzun kalacaktık.25 günlük bir süreye ıhtıyacımız vardı bu sınav ve mülakatlar için.Bu arada Ebru'nun Üniversitesi yarı yıl tatili olduğu için Ebru rahattı. Burcu ise gene rapor ve karne tatilini birleştirmişti.6 ocak günü Paris'e gidecek ve 31 Ocak dönecektik.
 Gitmeden önceki günlerde başımıza gelen bir olayı bir sonraki yazımda anlatacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder