Hürriyet

1 Şubat 2013 Cuma

Burcu Göker Aynı Konserde hem Keman hem de Piyano çaldı.



 23 Nisan 1993 gecesi  Fransa Academıe de Musıque Rambouıllet'te Paris Orkestrası süper solisti ve Paris Ulusal Konservatuarı Profesörü ünlu Kontrobas sanatçıcı Bernard Cazauran yönetimindeki Orkestrada baş kemancı olarak görev alan Burcu Göker ,diğer orkestra elemanları kursiyerlerden çok daha küçük fakat çok daha yetenekli olduğunu bir kez daha ispatlamışdı.
  Daha sonra izlenimlerini anlatan Burcu orkestra seçmelerini anlatırken çok güzel bir konuya farkında olmadan değindi. Daha torpil olayını bilecek yaş ve konumda tam olmadığı için bu orkestra seçmelerine yaklaşımı çok dikkatimi çekti. Burcu yapılan seçmelerde sanatçıların yaşa, geldiği ülkeye, diline bakmadan sadece çalışına göre orkestrada yerleştirildiğini ve iyi çalanın öne geçilirdiğini, en iyi çalanın da baş kemancı olduğunu söyledi. Daha sonraki eğitim yaşamında kendi ülkesinde gördüğü farklı uygulamada hep bu ilk deneyimindeki adil seçimi anlattı durdu.
  O gece ablası da bu konsere davetliydi. Akademinin büyük konser salonunda epey kalabalık davetli grubu vardı. Paris'ten gelen öğretmenler, yöreden gelen sanatseverler bu genç orkestrayı dinlemek üzere toplanmıştı.
  Burcu o gece sanki uzun yıllardır bir orkestrada çalıyormuşcasına deneyimli, ciddi ve çok güzel bir baş kemancılık sınavı verdi.Konserin sonunda şef B. Cazauran sahnede Burcu'nun elini ve yanağını öperek kutladı. Ebru bu duygulu sahnede ağlamamak için kendini zor tuttuğunu anlattı sonra.
  Konser sonunda harika bir kokteyl vardı. Konserden önce hiçbir şey yememiş olan Burcu ki hayatı süresince konserlerden önce hiçbir şey yemedi, hemen kokteyl salonundaki açık büfenin başında almıştı soluğu. Ebru ise salonda Burcu adına tebrikleri kabul ediyordu ablası sıfatı ile.
  Burcu son derece mutlu karnını doyururken dinleyiciler bu küçücük ama çok yetenekli kızın dünyanın neresinden geldiğini, kaç yıldır keman eğitimi yaptığını, bugünden sonraki planlarının neler olduğunu öğrenmek amacı ile ablasına sualler soruyorlardı.
  Bu yoğun gecenin ertesi günü masterclasın son günü idi. Diplomaların verildiği,vedalaşıldığı, arkadaşlarla adreslerin alıp verildiği o yoğun gün. Madam Gazeau gene Burcu'nun Türkiye'deki öğretmenine ilerki günlerde Burcu'nun çalışmaları ile ilgili tavsiyelerin yer aldığı bir mektup yazmıştı. Bu mektuptan anladığımıza göre Burcu bu masterclasta Kabalewski Koncerto, Kreisler Sicilennex ve bu gibi eserleri çalışmıştı.Anlaşılan Burcu koncerto çalacak kadar yol almıştı. O yaşta bir çocuk için büyük başarı idi. Ayrıca kemana başladığı yaş gözönüne alnırsa. Zira diğer ülkelerde kemana başlama yaşı çok daha erken.
  Masterclasstan sonra Ebru ve Burcu hemen Türkiye'ye döndüler. Zira kaybedecek vakitleri yoktu.
  Dönmeden önce Madam Gazeau Burcu'yu  temmuz 1994 de Le festival des Arcs a 21 ans yani 21.Les Arcs Festivaline katılması için davet  etmişti. Kısacası yaz tatilinde gene Fransa Festival yolu gözükmüştü.
 Burcu ülkesine döner dönmez yoğun çalışmalarına başladı. Bu yaz sınıf atlama yoktu. Ama ders yıl sonunda gene meslek derslerinden sınav vardı sınıf geçme sınavı.
  Ama önce 10 mayıs 1994 günü gerçekleşen ve okul tarihinde pek rastlanmamış bir olaya sahne olan bir kafe konserden bahsetmek istiyorum.
  10 mayıs 1994 günü Konservatuardaki kafe konsere  Burcu hem keman hem de piyano dallarında katılmak istedi. Bunun imkansız olduğunu söyleyen öğretmenlerine Burcu'nun cevabı hazırdı. Birinci bölümde keman,ikinci bölümde piyano çalarak katılabilirim dedi.Anlayacağınız piyanoda da konser verecek kadar güçlü hissediyordu kendini. Onun  bu özgüveni sonuçlandı ve Burcu o gün iki ayrı dalda konsere çıkmak üzere listeye kaydedildi.
  Konser için daha önce aldığımız elbise küçüldüğü için siyah bir kadife etek ve beyaz ipek bir buluz diktirdik. O gün o kıyafeti ile sahneye çıkan Burcu çok şıktı.
  Konserin birinci bölümünde Piyanisti Yonça Dinçer eşliğinde Kabalewski Konçerto Allegro molto e con brio çalan Burcu ikinci bölümde Czerny Beethoven Sonat seslendirdi. Bu Konservatuar tarihinde aynı konsere iki ayrı dalda çıkan bir öğrenci olarak ilkti.
  Her iki enstrümanı da harika çalarak eserleri harika yorumlayan Burcu Göker, gene çok alkış almıştı.
  Bu arada Burcu bu kadar başarı elde ettikçe okulda onu öveceklerine sürekli aşağılama politikası başlamıştı öğretmenlerinde. Sebebini sorduğumda ise "Az zamanda çok iyi işler yapti,havaya girmesin,şımarmasın diye böyle davranıyoruz.'diyorlardı.Bu nasıl mantıktır anlayamadım. Burcu şımaracak.
  Aslında çocuk eğitimcilerinin üzerinde durduğu çocuklarınızı iyi işler yaptığında motive edin, övün , daha başarılı olacaklardır.fikri. Oysa ki şımaracak diye çocuğu iyi şeyler yapınca olmayacak nedenlerden dolayı aşağılamak, yermek olsa olsa örümcekleşmiş bir zihniyetin eseri olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder