Hürriyet

17 Şubat 2013 Pazar

Burcu Göker Kabakulak Oldu.



 Burcu Göker 1995 yılı başında Lise 1.sınıfta okuyordu. Artık boyu biraz daha uzamış ve 3/4 lük kemanı ona küçük gelmeye başlamıştı.
 Yazılarımı baştan bu yana okuyanlar hatırlar.Burcu kemana ilk başladığında 1/4 kemanla başlamıştı. Bu ilk kemanı fabrikasyon bir kemandı. Zaten o ebatta el yapımı keman bulmak hele ülkemiz şartlarında imkansız gibi idi. Daha sonra biraz büyüyünce 1/2 kemana geçti. Bu kemanını gene konservaturda okuyan ve büyüdüğü için daha büyük kemana geçen bir öğrenciden satın almıştık.  Bundan sonra ki kemanı 3/4 kemandı. Kemanlar boyutlarına göre böyle isimlendiriliyorlar.Bu kemanını da okul deposunda bulduk. Onu buluş hikayemiz de çok enteresan. Burcu'ya 1/2 lik kemanı küçük gelince Konservatuardaki öğretmenlerimiz keman değiştirmemiz gerektiğini söylediler. Biz heman bir büyük boy ,yani 3/4 lük keman arayışına girdik. Biz bu arayışta iken bir gün okulumuzda görevli bir Rus Profesör depoda 3/4 lük keman olduğunu söyledi. Okulun esas öğretmenlerinin depodaki bu kemandan haberleri bile yoktu. Okula daha yeni gelmiş profesör merak etmiş ve depoda ne var ne yok diye bakmıştı. Esas öğretmenlerin depoya baktıklarını hiç sanmıyorum. Rus profesörün sözü üzerine depoya bakan okul yetkilileri hakikaten 3/4 lik kemanı depoda buldular. Bu enstrumanlar öğrencilere verilmek üzere depoda bulunuyordu ve demirbaştı. Hakikaten güzel bir düşünce. Zira sanat eğitimi oldukça pahalı bir eğitim. Gerçekten yetenekli olup da enstruman alacak maddi güce sahip olmayan öğrencilerin derdine çare olmak için yapılmış bir uygulama. Ama depoya bir kere bile bakmak zahmetine girmeyen öğretmenlerin olduğu okulda pek işlevi olmayan bir uygulama oluyor.
  Neyse Burcu'ya verilen 3/4 lik kemanı bir kendi imkanlarımızla tamir ettirdik. cilalattık, tellerini taktırdık ve çalınır duruma getirdik. Burcu daha büyüyüp tam keman çalana kadar bu kemanı çalacak, sonra tekrar okul deposuna iade edecekti.
  İşte 1995 yılı başında Burcu biraz daha büyümüş ve artık tam kemana ihtiyaç duyacak boya gelmişti. Artık Burcu'ya tam keman almamız lazımdı. Tam keman dediğiniz de öyle ucuz bir şey değil.
  Biz bu keman alma işini Fransa'da halletmek istedik.Çünkü orada hem daha fazla seçme şansımız vardı hem de Madam Gazeau Burcu için en uygun kemanı seçmekte bize yardımcı olurdu.
  Mart 1995 de Burcu gene Ramboullet Müzik Akademisindeki masterclassa davet edilmişti. Bir yıl önce de gittiği bu masterclassda çok başarılı olmuş ve eğitim yönünden çok faydasını görmüştü.
  Bu sefer ben de onlarla gidecektim.Kurs dönemi okul zamanına rastladığı için gene bir yıl önceki gibi rapor ayarlandı, Üçümüz için uçak biletleri alındı, ikamet için rezervasyonlarımız yapıldı. Burcu Akademinin yurdunda kalacak, biz ise Mösyö Jerar'ın hanında kalacaktık. Bir yıl önce Ebru orada kalmıştı.
  Bu arada sürekli telefonla konuştuğumuz Madam Gazeau'ya ,ihtiyacımız olan keman sorununu anlattığımızda bize keman işini de halledeceğini, aynı tarihlerde Burcu'nun da kemanını alabileceğimizi söyledi. Kısacası bir taşla iki kuş vuracaktık. Burcu hem yeni kemanını alacak, hem de Masterclass yapacaktı.
  Biz herşeyimizi hazırladık. bavullarımız hazır , iki gün sonra yola çıkacağız. O gece Burcu ateşlendi. Gripal bir olay geçirdiğini düşündük ve acil iyileşmesi için hemen ilaçlar verdik ve tedaviye başladık. Ertesi sabah Burcu bir uyandı. İki çenesinin altı da şişmiş ve yüzü tanınmaz bir durumda idi. Yutkunamıyor ve çok hasta gözüküyordu.
Hemen çağırdığımız doktor Burcu'nun kabakulak olduğunu , değil Fransa'ya masterclassa gitmek, yataktan bile çıkmasının  doğru olmadığını söyledi. Ebru ve ben şok olmuştuk. Herşey hazırdı ve iki gün sonra yola çıkmamız gerekiyordu. Ayrıca Burcu'nun yeni kemanı Ramboullet'te bizi bekliyordu.
  Önce hepimiz gitmemeye karar verdik. Sonra aile meclisi toplandık ve Ebru'nun da yüreklendirmesi ile bir plan yaptık. Burcu İstanbul'da kalacak,gündüz yardımcımız ona bakacak, gece babası bakımını üstlenecekti. Ebru ile ben biletlerimizi değiştirip 4 günlük bir seyahatle Ramboullet'te gidecek ve yeni kemanı alacak, ücretini ödeyecektik.Burcu bakıcı ile kalmayı kabul etti.Ne de olsa artık kocaman bir kız olmuştu. Ben Ebru ile gitmek zorunda idim, zira oldukça yüksek olan kemanın ücretini Ebru tek başına Fransa'ya götürmeye caseret edemiyordu. Kaldı ki kanunlar da bir kişinin yanında taşıyacağı dövizi sınırlamıştı. Dolayısı ile ikimizin gitmesi gerekiyordu kemanı almak için.
  İşte hayatımın en eğlenceli seyahatlerinden biri de böyle başlamış oldu.Evet Burcu'yu hasta bırakıyorduk ama biz yola çıkarken zaten ateşi düşmüştü ve sadece şiş kulakları kalmıştı. Ayrıca onu emin ellere bırakıyorduk. Bize ise artık önümüzdeki 4 günün keyfini çıkartmak ve Burcu Göker'in oldukça değerli yeni kemanını alıp getirmek kalmıştı.
  Yazımı bitirmeden yukardaki resimleri açıklamak istiyorum. Birinci resim Rambouıllet Şatosu. İkinci resim Ebru ve ben Paris'te Eyfel kulesinin önünde. Üçüncü resim ise Ebru Akademide Burcu'nun kemanını Madam Gazeau'dan teslim aldıktan sonra .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder