Hürriyet

7 Şubat 2013 Perşembe

Burcu Göker Les Arcs'da



  Ertesi sabah çok güzel bir dağ havasına uyandık. Güneşli, mis gibi bir hava. Ben çocuklardan erken kalktım ve hemen kahvaltıyı hazırladım. Zira saat 10 da Burcu'nun Madam Gazeau ile ilk randevusu vardı. Nisan ayından beri Rambouıllet'teki masterclasstan bu yana görüşmemişlerdi ve ben ilk defa tanışacaktım Madam ile.
  Kahvaltıyı hazırladıktan sonra çocuklara kalkın derken birden gözüm pencereye ilişti. Pencerenin önünden şemsiye gibi bir şey iniyordu. Dağdan aşağıdaki vadiye doğru inen bu şemsiyenin altında bir de adam vardı. Adam bizim tarihteki Hazerfen Ahmet Çelebi gibi kanat takmış ve uçuyordu. Tabii ben kahvaltıyı falan bırakıp pencereden ilk defa gördüğüm bu olayı seyre koyuldum. inenler birden fazla idi Gökyüzü bir anda rengarenk şemsiyelerle dolmuştu.Bu harika bir gösteri idi.
  Daha sonra bunun gösteri olmadığını Parapanta denilen bir spor , eğlence olduğunu öğrendim. Daha sonraları ülkemizde de yaygınlaşan ve yamaç paraşutu denilen bu olaya daha ziyade Fethiye Ölü Deniz dolaylarında rastladım. Ne yalan söyleyeyim Les Arcs'da ilk defa gördüğümde hayran olduğum parapanta genç olmadığım için bir kez daha esef etmeme sebep oldu. Genç olup parapantaya binmek ve uçmak ben de çok isterdim. Düşünsenize mis gibi bir havada dağdan aşağı ovaya doğru kuş gibi uçtuğunuzu. Bu ne güzel özgürlük duygusu değilmi.
  O sabah saat 10 da Masterclassın yapılacağı binada Madam Gazeau ile randevumuz olduğunu önceden söylemiştim. Kahvaltıdan sonra giyindik. Burcu küçücük kemanını ve nisan ayından bu yana yeni çaldığı eserlerin notalarını aldı ve evden çıktık. Akşam eve gelirken yan dairelerde kimseye rastlamamıştım. Herhalde boş durlar dediğim dairelerden sabah kapılar açılıp en az iki çocuklu ve hatta köpekli aileler asansöre gelince şaşırdım. Ne kadar sessiz insanlardı. Eğer benim ülkemde olsa her dairede çocuklu, köpekli aileler kalsa ne gürültü olurdu kimbilir. E ne de olsa biz Akdeniz insanıyız. Aynı gürültülü aile modelini İspanya'da ve İtalya'dada gördüm. Onlar da bizim gibi çok gürültücü.
  Madam Gazeau bizi büyük sevgi ile karşıladı. Ben ilk defa görüyordum Madamı. Ama karşılaştığım dostane sevgiyi unutamam.  Daha önceden Burcu için hazırladığı  yeni repertuarı, bu kurs sırasında çalışılacak yeni parçaları ve kurs programını ablası Ebru'nun Fransızcası yardımıyla Burcu'ya ve bana izah etti. Ne de olsa aramızda Fransızca bilen tek kişi Ebru idi. Burcu'nun mesleki seviyesini aklında çok iyi tutmuş olan Madam onun kısa sürede öğrenme yeteneğini de göz önüne alarak oldukça yoğun bir program seçmişti.
  Burcu bu kurs sırasında Bela Bartok ağırlıklı çalışacak ve kurs sonunda Bela Bartok ikili keman eserlerinden oluşan bir resital verecekti. Hatta resitali beraber vereceği ikinci keman bile tesbit edilmişti. Florence Delestre adlı Franszı bir kemancı kız ile ikili düet yapacaklardı.Ayrıca gene Paris'ten gelen Philipe adlı bir keman öğrencisi ile de başka bir eseri çalışacak ve düet yapacaklardı. Herşey en ince ayrıntılarına kadar kararlaştırılmıştı. Burcu Madam Gazeau ile çalışmasının yanısıra gene Fransa'nın adı duyulmuş proflarından Guy Comantale ve Alexis Galperine ile oda müziği çalışmaları yapacaktı.
 Bütün bunları bize izah eden ve kurs süresince çalışacağı eserlerin notalarını Burcu'ya veren Madam Gazeau akşam üzeri saat 17.00 de kaldıkları otelde öğrenciler ve hocalar arasında bir tanışma toplantısı olduğunu ve ona davetli olduğumuzu. o saate kadar Burcu'nun bir sonraki günkü ders için yeni eserlerini deşifre etmesi gerektiğini söyleyerek derse son verdi.
 Saat öğle olmuştu zaten. Ancak oradan çıkıp dışarda bir şeyler yiyerek dairemize gidebilirdik. Burcu'nun yarın için çalışması ve akşamki davete hazırlanmamız gerekti.
 Akşamki tanışma toplantısını bir sonraki blogda yazacağım. Yukarda koyduğum resimlerde gözüken aile Paris'ten gelen Philippe 'nin ailesi. Anne baba doktor olan iki çocuk sahibi aile tüm fertleri ile bu masterclassa gelmiş ve hem tatil yapıyor hemde oğullarının kursunu izliyordu. Les Arcs'da o sene tanıştığımız bu aile ile hala dostluğumuz sürüyor. Demekki daha öncede bahsettiğim gibi yurt dışı Masterclassların bir çok faydası var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder