Hürriyet

20 Şubat 2013 Çarşamba

Burcu Göker'in Televizyon Programları

  Ebru ve ben Burcu'nun kemanını alıp önce Rambouıllet'i ve sonra da Paris'i gezdikten sonra ülkemize döndük.
  Benim için çok neşeli, kültür dolu bu 5 gün sanıyorum ki Ebru için de hem güzel bir dinlenme, hem de gezme olmuştu. Ben son senelerde hiç gülmediğim kadar gülmüş ve eğlenmiştim.
  Paris harika bir şehirdi. Nereden bilebilirdim ki bu seyahatten 1.5 sene sonra, uzun bir süre yaşamak üzere Paris'e yerleşeceğiz. Yaşaması çok kolay , her köşesi tarih kokan bu şehirde geçirdiğim saatler benim için çok değerli idi. Sanki herşey insanların rahatı üzerine planlanmış gibi idi.
  Benim Paris anılarım bitmez ama Eyfel kulesi ile , Sen nehri ile, Notre dame kilisesi ile tanıştığım o gün benim için unutulmazdı. Gerçi önündeki uzun kuyruk sebebiyle Eyfel kulesine çıkamamıştık ama olsun aşağıdan bile görmek çok güzeldi.
  Paris'ten bindiğimiz Air France İstanbul uçağında da çok eğlenceli anlar yaşadık.Elimizde iki keman kutusu ve 6 şarap şişesi vardı bavullarımızdan ayrı. Tam turneden dönen sanatçılar gibi idik.Fransa'nın en ünlü şarap firması Nicole'den aldığımız şaraplar özel olarak kutulanmış ve babamıza Fransa hediyesi olarak gidiyordu.
Elimizdeki şarapların kutusunu kabinde koyacak yer bulamayınca, Hostesler alıp öne pilot mahalline koyalım ama garanti veremeyiz, giderken pilotlar içerse sonra nereye ineceğimiz belli olmaz dediler.Bu uçak içinde epey espri konusu oldu.
  Uçaktan indiğimizde babası ile  bizi karşılamaya gelen Burcu hem bize ,hem de kemanına kavuştuğu için çok mutlu idi. Biz bu 5 günü ne kadar eğlenceli geçirdikse Burcu da evde yardımcı ile epey sıkılmıştı. Neyse artık iyileşmişti ve okuluna başlayacaktı.
  Burcu hastalığı geçip okula başladığı ilk günlerde bir televizyon programından davet aldı. Star televizyonunda 'Bak Şu Yarışana, Bak Şu Konuşana 'adlı programın yapımcısı telefon etti ve Burcu'yu programa davet etti.Çocuklar için hazırlanan bu program güzel bir yayındı ve Burcu bu programa çıkarak hem oradaki misafir çocuklara hem de seyreden çocuklara güzel örnek olacaktı. Daveti kabul ettik. Burcu bu program içinde 'Bir Başarı öyküsü 'adlı bölümde yer alacak ve tanıtılacak, başarılarından bahsedilecek ve sonunda kemanı ile bir parça çalacaktı. Burcu 13 yaşında Lise 1. sınıf öğrencisi olarak toplumda büyük bir ilgi topluyordu. Bunun duyulmasını ve çocuklara örnek olmasını istiyorlardı.
  O gün Burcu, programda çocuklar arasında büyük ilgi uyandırdı. Ayrıca ben Burcu'ya hayran oldum. Yayında sorunlan soruları o kadar güzel, büyük adam olgunluğu ile cevapladı ki ben annesi olarak şaşırdım.Hakikaten yaşından daha büyük bir kafa yapısına sahipti benim küçücük kızım. Programın sonunda Burcu kemanı ile Kreisler adlı bestecinin Liebesleid adlı eserini yorumladı. Bu bir aşk şarkısı anlamına gelen ve çok duygulu parça hakikaten çok güzeldi ama Burcu'nun etrafında o kadar çocukla o hengamede kemanını çalabilmesi daha dikkat çekici idi. Düşünebiliyormusunuz etrafında onlarca çocuk, biri eteğini çekiyor, biri dürtüklüyor ve Burcu büyük bir ciddiyetle onların arasında kemanını çalıyor.
  Program bitince yapımcılar ve Program sponsoru firma yetkilileri Burcu'ya ve bize teşekkür ettiler ve Burcu'ya bu programa katıldığı için bir armağan vermek istediklerini söylediler. Armağan neredeyse bir çocuk boyunda mukavvadan bir evdi. Hediyeyi anlamadık ama elimize alınca inanılmaz ağır olduğunu gördük. Hediyeye teşekkür ettik  alıp evimize geldik. Mukavva evi açınca ne görelim. kutu kutu çeşit çeşit çikolatalar, yüzlerce şekerleme, jiklet, göfret. Kısacası bir ordu çocuğu doyuracak şeker cinsi atıştırmalık. Tabii program sponsoru Kent Şekerleme idi ve bu armağan gerçekten o firmaya yakışan bir armağandı. Tabii Burcu bütün bunları görünce çok sevindi ama bunları tek başına yemesi imkansızdı. Zira heran alerji olabilirdi. Dolayısı ile ertesi gün bu hediyelerin hepsini okula götürüp arakadşlarına dağıttık. Burcu arkadaşları ile bunları yerken çok mutlu oldu. Ama mukavva evi hatıra olarak saklamıştık.
  Bu televizyon programından 15 gün sonra bir telefon aldık. Aynı yapımcı Seyhan Hanım başka bir kanala Kanal D ye geçmiş ve aynı programı bu sefer 'Bak Şu Elma Şekerine'adı altında yapacakmış. İlk programına Burcu'yu tekrar davet ediyordu.
  Burcu ve başarısı  daha önceki programda o kadar çok ilgi çekmiş ki ilk programının konuğu olmasını çok istiyordu Seyhan Hanım. Onu kıramazdık. O hafta sonu pazar günü Burcu Kanal D de ilk defa yayınlanan 'Bak Şu Elma Şekerine 'adlı programa konuk oldu. Gene 'Bir Başarı öyküsü 'adlı bölümde yer alan ve gene çocuklara keman çalan Burcu çok beğeni almıştı. İşin çok entresan tarafı program bitiminde sponsor firmanın Burcu'ya 2 hafta önceki gibi gene içi çikolatalar dolu bir mukavva ev armağan etmesi idi. Ertesi gün gene çikolatalar, şekerlemeler, gofretler Konservatuara gitti  ve arkadaşlara dağıtıldı.Herkes 2 hafta ara ile gereçekleşen bu şeker bombardımanından çok memnundu.
  Sanırım 1995 yılı Burcu'ya çok bereketli başlamıştı. Daha sonra gene armağanlar, ödüller birbirini takip edecekti.
  Yukardaki resimde Kent Şekerlemenin program sonunda hediye ettiği mukavva evlerle  Burcu Göker'i görüyorsunuz.Tabii evler boş. İçindekiler arkadaşlarına ikram edildi.
 Bu arada bu programlardan bir süre sonra genç yaşta kaybettiğimiz Seyhan Hanımı da hayırlı yad etmek istiyorum. Ben programlarda tanıdım kendisini, daha önceden bir tanıdıklığımız yok, ama bu kadar genç ve enerji dolu, daha yapacağı çok şey olan bir insanın kaybı acı verici.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder