Hürriyet

4 Ocak 2013 Cuma

Zor bir Yol Ayrımına Geliyoruz.

  1991 yılı eylül ayında eğitim yılı başlarken geçen yıla göre daha deneyimli ve cesurduk.
   Burcu artık ilkokul 5.sınıf öğrencisi idi.Kemanda göstermiş olduğu büyük başarıdan dolayı ilkokulu bitirince tam zamanlı müzik okumasını tavsiye etmişti Konservatuardaki öğretmenlerimiz. Burcu'nun kemanda bu kadar hızlı ilerlemesi karşısında bütün öğretmenler artık bu çocuğun kaderi müzisyen olmak üzere çizilmiş, başka bir meslek düşünmesi hata olur diyorlardı.Biz de bu konuda çok ürkek olmamıza rağmen  yaşıtı diğer çocuklar gibi kolej ve özel okul sınavlarına hazırlanmasının müzik eğitimine sekte vuracağı düşüncesindeydik. Zor bir yol ayrımında idik.
   Burcu ise müzik eğitimi yapmak istiyordu. Ama bu yaştaki bir çocuğun hayatı ile ilgili bu kadar önemli, bir karari vermesi imkansızdı. Orada verdiğimiz kararın sıkıntılarını çok çektik. Ama biz güçlüydük ve Burcu müzik eğitimi yapmayı çok istiyordu. Ayrıca her zaman çocuk gibi düşünmeyen Burcu verdiği bu kararın sorumluluklarına da daima katlandı. Bizim gibi bu yolu seçen, diğer normal öğrenim kapısını kapatan öbür çocuklar ne oldu. Kimi başladıkları bu işi bir süre sonra bırakıp veya önce onları yetenekli diye alan sonra yeteneksiz diyen öğretmenlerinin yarı yolda bırakması ile müzikten vazgeçti ve yaşamlarını eğitimsiz yetişkinler olarak sürdürüyorlar.Bir kısmı ise müzik eğitimine devam etti ama ne yazık ki konservatuarlarımızda verilen genel kültür eğitiminin  yetersizlığı sebebiyle fazla bir şey olamadılar. Burcu ile konservatuara başlayan öğrencilerden bir çoğuna şu anda hiçbir yerde rastlayamıyorum.Konservatuarlarda kendine güvenen, yaşam bilgisi geniş.kültürlü, yabancı dil  bilen  , dünyaya açılmaktan korkmayan kişiler yetiştiremiyoruz ne yazık ki.
  Burcu şanslı idi. Rasyonelist bir eğitim yapmış, Batılı formlarda bir kafa yapısına sahip bir ailesi vardı. Belki Burcu kadar yetenekli fakat Burcu kadar şanslı olmayan bir çok genç ne yazık kı bu yolda yok olup gidiyor.
  Yazılarımın ilerleyen bölümlerinde Burcu'nun da her röportajında vurguladığı iyi bir sanatçı yetişmesi için sadece yeteneğin yeterli olmadığı.bir çok başka etkenin de beraberinde olması  gerektiği konusunu daha geniş anlatacağım.
  Belki bize de kolay geldi Burcu'nun müzik eğitimi yapıp kolej sınavlarına girmemesi. Kimbilir belki de etrafımıda bize bunları empoze eden kişilere inanmak istedik. Ama inanın daha sonraları bu konuyu çok düşündüm ve irdeledim. Yanlı mı yaptık, doğru mu diye, Eğer olayları kendi akışına bıraksaydık şu anda size yanlış yaptık diyecektim ama Burcu ve biz o kadar çok  kez  tersine akan nehri doğru yola çevirme mücadelesi  verdik ki, şu anda doğru yaptık diyebiliyorum.
  Evet Burcu kolej sınavlarına hazırlanmayacaktı ve tam zamanlı müzik eğitimi yapacaktı. Bu arada başka bir sorunumuz daha vardı. Keman öğretmenlerimiz baleyi bırakması, bale öğretmenimiz ise kemanı bırakıp baleye ağırlık vermesini istiyordu. Bale öğretmenlerimize göre de vücudu baleye çok yatkın olan Burcu tam balerin olacak  yetilere sahipti. Oysa ki Burcu ne baleyi ne de kemanı bırakmak istiyordu. Ne olacaksın dediklerinde Askerin Türküsü adlı eserde keman çalan balerini canlandıracağım diye bizimle dalga geçiyordu.
  Babası ve ben Burcu'yu öğretmenlerinin aksine kendi seçimine bırakmak taraftarı idik. Nasılsa Burcu doğru yolu bulacaktı. Çünkü Burcu çok inatçı idi.Onunla boşuna inatlaşmanın gereği yoktu.
  Anlaşılan biz bir yıl daha iki konservatuar ve ilk okul arasında zorlu trafiği götürecektik. Bize kolaylıklar dilemekten başka çıkar yol yoktu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder