Hürriyet

28 Ocak 2013 Pazartesi

Türkiye Ne kadar Şanslı Olduğunu Biliyormu

  Burcu'yu Lyon hava alanından ablası ve Coutier Ailesi beraberce teslim almışlar. Teslim almışlar diyorum , çünkü Burcu adeta bir kargo gibi imzalı, yazılı falan gitti. Büyük kızım Ebru'yu Provance'deki kamptan sonra evlerinde misafir eden ve Burcu'yu da Fransa'da bulunduğu sürece misafir etmeyi taahüt eden ve vize almamızı sağlayan Coutier ailesi biri Burcu kadar oğlan , diğeri iki yaş daha büyük iki çocuğa sahip genç bir Fransız ailesi. Daha sonraları da sık sık temas ettiğimiz ve halen haberleştiğimiz aile Provance'de Ville Franche'de oturuyorlar.
 Burcu'yu havaalanından aldıktan sonra bir otomobil yolculuğu ile Provance'deki evlerine gelen aile o günü dinlenme ve çevre gezisi ile geçireceklerini, ertesi gün ise daha önceden telefon açıp randevu aldıkları Keman profesörü Silvie Gazeau'nun evine gideceklerini akşam telefonda anlattılar. Bu arada Burcu yeni bir ortam, yeni bir ülke ve yeni arkadaşlar sebebiyle çok mutlu idi. Ayrıca en çok sevdiği kişi olan ablası da yanında idi. Telefona Burcu'yu istedim.Amacım yaşamında ilk defa uçağa binen Burcu'ya izlenimlerini sormaktı. Burcu büyük bir ciddiyetle uçağı çok sevdiğini, verilen bütün ikramları yediğini, yiyemediklerini ise çantasına koyup aldığını söyledi. 11 yaşındaki bu çocuğun yaşama yaklaşım  cesareti kadar ,uçaktaki ikramları alıp çantasına koyması da bana çok ilginç gelmişti.Yemeğe hiç düşkün olmayan Burcu'nun bu hareketi neden yaptığını uzun süre kendi kendime sorguladım. Sonunda yemediği anlaşılırsa uçakta azar falan işiteceğini sandı, bir sorun çıkmasın diye alıp sakladı gibi bir çözüm geldi aklıma. Ailesinden uzak, hiç tanımadığı, dilini bilmediği bir ülkeye gitmek üzere uçağa binen ve uçakta Türkçe bilmeyen hosteslerle karşılaşan küçücük bir çocuğun o anlardaki ruh halini anlamak için empati yapmaya çalıştım ama başaramadım.
  Ertesi gün Burcu, ablası ve Coutier ailesinin annesi beraberce madam Gazeau'nun verdiği ev adresinde ziyarete gittiler. Daha sonra Ebru anlatıyor. Verilen adrese gittiklerinde normal bir evle karşılaşacaklarını uman bizimkiler karşılarında bağlık büyük bir arazi içinde bir şato gördüklerinde şaşırmışlar, hatta madam Coutier'in şaşkınlıktan dili tutulmuş. Burcu'ları  daha önceden tanıyormışcasına ilgi ve sevgi ile karşılayan Madam Gazeau 50 yaş cıvarında tipik bir Fransız kadını imiş. Daha sonra madamın eşinin kont olduğunu ve arazinin ve şatonun ona ait olduğunu, hatta o araziden elde edilen üzümlerle yapılan şarapların çok değerli olduğunu öğrendik.Bu durumda Madam Gazeau kontes oluyor ama  daha sonra yıllarca o hanımla çok yakın olduk. İnanın bana hiç de düşündüğümüz gibi burnu büyük  bir kontes havasında değil, aksine son derece mütevazi ve sevecendi.
  Burcu Madam Gazeau'ya küçücük kemanı ile parçalar çalmış. Ebru anlatıyor. Her parçada Madamın şaşkınlığı bir kat daha artıyormuş.
 Burcu'nun çaldığı eserler bitince Madam Ebru'ya dönmüş ve 'Türkiye bu kadar yetenekli bir çocuğa sahip olmakla ne kadar şanslı olduğunun farkında mı 'diye sormuş.
  Burcu'yu inanılmaz yetenekli bulan Prof. ona kaç gün kalacaklarını, ilerisi için planlarının neler olduğunu sormuş. 10 gün kalacaklardı. Bu süre içinde Burcu ile hiçbir ücret almadan 3 ders yapacağını ve en kısa zamanda bu çocuğun Paris Konservatuarına gelip eğitime başlaması gerektiğini de sözlerine eklemiş.
  O gün dersten sonra Burcu Coutierlerin çocukları ile bahçede oynarken Ebru telefonda bize bunları anlattı. Böyle bir uzmandan duyduğumuz ve doğru yolda olduğumuz bildiren bu konuşma içimizi rahatlatmıştı ama başka bir sorunu da beraberinde getirmişti. Burcu'nun en yakın zamanda yurt dışında eğitime gitmesi gerekiyordu ama nasıl.
  Burcu ablası ile Coutierlerde kaldığı 10 gün süresince harika vakit geçirdi.çocuklarla yaptıkları oyunlar, balık avları, göl gezileri, havuz yüzmeleri, lavanta tarlalarındaki oyunlar şehir yaşamı içinden giden Burcu için bambaşka bir yaşamın varlığını gösteriyordu. Bu süre zarfında Madam Gazeau ile 3 ders yapmış, Madam Burcu'nun  öğrenme hızı karşısında bir kez daha şakınlığa uğramıştı. Burcu çok hızla öğreniyordu.
  Tatil ve eğitim amaçlı bu günlerin sonunda Madam Gazeau Burcu'nun İstanbul'daki öğretmenine bir mektup yazıp bundan sonra yapacakları konusunda tavsiyelerde bulundu. 6 ağustos 1993 tarihli ve orijinalı Fransızca olan ve Burcu'nun ne kadar büyük yetenek olduğu , neler yapması gerektiğini belirten bu mektup halen dosyasındadır.
  Burcu ablası ile Lyon'dan kalkan Air France İstanbul uçağına binerken geride gözü yaşlı iki küçük arkadaş bırakmıştı. Kendisi ise çok güzel müzik tecrübeleri ve harika anılarla doldurmuştu beynini.
  Artık yurt dışı eğitimin hafif hafif tozunu yutan Burcu için yeni bir kapı açılmıştı. Ama acilen İstanbul'a gelmesi ve eylül ayında başlayacak sınıf atlama sınavlarına girmesi gerekiyordu.
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder