Hürriyet

23 Ocak 2013 Çarşamba

Konservatuar orta birinci sınıfta eğitim.

 Eylül 1992 de Burcu Tam zamanlı müzik eğitimine başladı. Normal orta okul 1.sınıf kültür derslerinin yanısıra meslek derslerini de okuduğu yoğun bir ders programı içinde idi.
  10 yaşında bir çocuk orta 1 dersleri olan fen bilgisi, matematik, cumhuriyet tarihi, din dersi,ve diğer derslerin yanısıra keman,solfej gibi ağırlıklı meslek derslerinin de eğitimini görüyor, akşam eve döndüğünde de diğer derslerin ödevlerini hazırlamanın yanısıra her gün yapması gereken keman pratiğini ve solfej çalışmalarını yapıyordu. Ayrıca gene orta 1 de başlayan piyano dersi de ilave dersler arasında idi.
 Bu kadar yoğun dersler,okulun çok konforsuz ve hijyenden uzak durumu müzik aşkı ile dolu olan Burcu'ya hiç geliyordu. Ders saatleri,okulun giriş çıkış saatleri normal okullar gibi belirli olmadığından bir okul servisi olayı da yoktu. Her öğrenci okula kendi gelip gitmek zorunda idi. Bu da zaten yaşca da kendi sınıfı için küçük olan Burcu için çok zordu. Dolayısı ile bana daha büyük iş düşmüştü. Her sabah Burcu'yu Kadıköy'e okula bırakıyor, çıkış saatine göre gidip alıyordum. Genelde çıkış saatleri hep değişiyordu. Ya başka öğrencilerin ders saati kaydığı için veya öğretmenlerin saat kavramının biraz eksikliğinden akşam okuldan çıkış saati hiç belli değildi.
  Anlayacağınız oldukça belirsiz ve zor bir eğitim yaşamı sürüyorduk.Bütün bu düzensizlikler içinde Burcu'nun zaman kaybını önlemek ve keman çalışacak boş zaman ayarlamak için oldukça özen göstermek zorunda idim.
  Bunları anlatırken bir kez daha yaşıyorum  o çok zor günleri. Daha önce büyük kızımın orta öğrenimde yaşadığı düzenli okul hayatını düşündükçe zaman zaman biz ne diye bu eğitime başladık diye karamsarlığa da kapılmıyorum değildi. İnanın sadece ben değil ,bu eğitime başlamış benim gibi diğer ebevenler de aynı kaosları yaşıyordu. Tabii bu arada çocuğunun gittiği Konservatuarın yolunu dahi bilmeyen anne babaları saymıyorum. Çoğu kere benim gibi evladını bekleyen anneler ile okulun pis, tozlu merdiven altında konulmuş eski banklara oturup dertleşirdik. Kendimize 'Merdiven Altı Anneleri' adını takmıştık. Hepimiz dertli idik. Şimdi o günlerden tanıdığım ve aynı sorunları paylaştığım bir Merdiven altı Annesi Bodrumda komşum oluyor. Onlar bizim kadar sebatkar davranamadılar ve yarı yola varmadan bu savaşı bıraktılar.
  Kaç kereler ben de Burcu'ya vazgeçelim diye teklif ettim. Eğer bana kalsa idi Burcu bugün kemancı olamazdı. Zira ben heran vazgeçmeye hazırdım. Ama hep Burcu'nun dirayeti ve inadı bizi ikna etti ve bu zorlu savaşa onun gücü ile devam ettik.
  Bu arada dersler ilerledikçe bir sorun ortaya çıktı. Burcu kemanda oldukça ilerlemişti.Sınıfından çok daha ileri sınıfların seviyesine gelen Burcu için daha alt sınıfın solfejini okumak bir hendikap oluyordu. Keman gelişimi ile solfej aynı seviyede gitmeyince aksaklık doğuyordu. Hafta sonları Burcu'yu daha ileri solfej için özel derslere taşımaya başlamıştık. Zira kemanında rahatça ilerleyebilmesi için solfejinin de aynı seviyede olması gerekiyordu.
  Sonunda meslek dersi öğretmenlerimiz Burcu'nun sınıf atlaması gibi bir çözümü  getirdiler. Daha önce bazı öğrencilere uygulanan bu durum meslek derslerinde fazla ilerleme kaydeden olağanüstü yetenekli çocuklar için konmuş bir uygulama idi. Okul yönetmeliği içinde belli maddelerle şekillendirilen bu uygulama yıl sonunda bir sonraki yıl derslerinin hepsinden sınava girip üst sınıfı okumadan daha üst sınıfa atlamayı tasarlıyordu.
  Kafanız iyice karıştı değilmi. Yanı Burcu orta 1. sınıfta okurken orta 2 nin de derslerini yapacak, yıl sonunda bütün derslerden meslek ve kültür sınava girecek ve orta 2.yı okumadan direkt orta 3 e atlayacaktı. Hayal gibi gelen bir tasarı idi. Aslında gerçekleşirse Burcu fazla zaman kaybetmeyecek ve 11 yaşında orta 3 sınıf öğrencisi olarak eğitimine devam edecek, keman da ve sollfejde daha ileri bir eğitim görecekti.
  Önce bahsedilen bu yönetmeliği bulmak ve iyice okuyup anlamak lazımdı. gene nasıl bir olayın içine girecektik. Burcu ne yapılırsa yapılsın onun müzik eğitimi engellenmesin her zorluğa razı idi.Ben ise Burcu ile sürekli  çamura batan, debelendikçe daha da batan bir durumda hissediyordum kendimi.
  Okulda yakınlarda bu uygulama yapılmamıştı. Yakında bir örnek yoktu. Sınıf atlama yönetmeliğini bulma çabalarım sonuçsuz kalıyordu. Nihayyet bir gün okuldaki memurlardan birinin masasında yönetmeliği bulduk. Eve gelip iyice okuyup incelememiz lazımdı.
 Yönetmeliğe göre meslek derslerinden yıl sonunda 100 üzerinden 100 alan öğrenciler ancak meslek dersi öğretmenlerinin sınıf atlatma teklifi ile bu haktan faydalanıyordu. Sınıf atlatma hakkı tanınan öğrenci üst sınıfın bütün derslerinden ki bunlar meslek dersi ve kültür dersleri toplam 10 tanenin üstünde idi, eylül ayında bütünleme sınavı gibi sınava girmek ve meslek derslerinden en az 70, kültür derslerinden en az 50 almak zorunda idiler.Ancak bu şekilde bir üst sınıfta okuma hakkını elde ediyorlardı.
Oldukça zor ve meşekketli gözüken bu uygulamayı becerip halledebilecekmiydik acaba.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder