Hürriyet

1 Nisan 2013 Pazartesi

Burcu'nun yaşamında çok önemli yer tutan kişi ve tanışma öykümüz


 Önce yukardaki resimleri açıklayayım. birinci resim Nation'da Burcu Göker'in devam ettiği Paul Dukas Konservatuarı.Sadece giriş kapısının  görüldüğü bu bina çok tarihi ve görkemli bir yapı idi.  İkinci resimde ise ben Lüksemburg Bahçelerinde çiçekler önünde görülüyorum.Bahar gelmiş, havalar ısınmış ve bahçelere çıkılmış. Paris'in tadına doyulmuyor.
 Bugünkü yazımda kaldığımız yerden devam etmek yerine bir geri dönüş yapacağım. Geçen gün yazılarımı okurken Burcu'nun yaşamında çok önemli yer tutan bir kişiyi ve onunla tanışma hikayemizi atladığımı fark ettim. İşte bugün o tanışmayı yazacağım.
 Şubat 1997 de Paris'te olduğumu ve Burcu'nun Salle Gaveau Konser salonundaki Orkestra konserini izledikten sonra Paris'ten İstanbul'a döndüğümü daha önceki yazılarımda yazmıştım. İşte o günler Madam Gazeau bize bir arkadaşının Türk bir piyanist arkadaşı olduğunu söyledi. Madam Gazeau'nun gene Paris Konservatuarında görev yapan arkadaşı Michelle Margand Paris'te yerleşmiş Türk Piyanist Hanıma Burcu'dan bahsetmiş. Bu arada Madam Margand bizi tanımıyor, arkadaşı Madam Gazeau'dan duyduklarını anlatıyor. Burcu'yu ,onun ne kadar yetenekli olduğunu ve Burcu'nun annesi yani benim de Paris'te olduğumu duyan Türk piyanist hanım bizleri tanışmak amacı ile evine çaya davet etmiş.
 İşte biz de yani Burcu , ben ve ablası Madam Gazeau ile buluşup bir gün Türk piyanist hanımın evine çaya gittik. O gün Madam Margand da gelecek ve onunla da tanışacaktık. Bu tanışmalar Burcu için mesleki açıdan çok büyük olanak olduğu kadar bizim yalnız Paris yaşamımızda da  sosyal bir  hareket olması açısından çok önemli idi.
 Paris'in en elit semtlerinden birinde çok şık döşenmiş bir apartımana girdiğimizde Burcu da ben de çok heyecanlı idik. Bizi evin sahibesi piyanist hanım ve iki küçük kızı , minik siyah köpekleri kapıda karşıladı. Madam Margand bizden önce gelmiş ve içerde oturuyordu. Piyanist hanımın samimi karşılaması, küçük kızların sevgi dolu hareketleri, Madam Margand'ın candan pırıl pırıl yüzü bir anda Burcu'yu ve beni rahatlatmış, kırk yıldır tanıdığımız kişiler arasında imişiz duygusu yaratmıştı.
  Tanışma çok çabuk geçti ve 3 sanatçı, bir sanatçı adayı ve bir sanatçı annesi arasında müzik dolu, sanat dolu bir sohbet başladı. O gün hangi dilden  konuştuğumuzu şu anda hatırlamıyorum. Zira konuşanların yarısı Fransız idi ve Fransızca ağırlıklı sohbet ediliyordu ama ben hepsini anlıyordum konuşmaların. Zira gönül dili ile konuşuluyordu.
  Sohbet  çok güzel bir çay masasında devam etti. Tam Türk işi poğacalar, börekler, Türk çayı . Harika bir misafirperverlik ve ağırlama. Paris'te maydanoz'un nereden bulunduğundan, poğaça tariflerine kadar hanımlar arasında yapılan sohbetten tutun da neler konuşmadık o masada.
  Piyanist Hanım da yıllar önce Paris'e eğitim amacı ile annesi ile beraber geldiğini ve Burcu'yu duyunca kendi çocukluğunun, çektiği ülke özleminin aklına geldiğini anlatıyordu. Ben sıkılıyorum ,Paris'te kimseyi tanımıyorum deyince de, 'Bizim annelerimiz çok daha zor şartlarda oturdular buralarda.O zamanlar otomatik telefon yoktu, Uçaklar çalışmıyordu, Kısacası ayda bir gün gelen mektubu, manyetolu telefonu, trenle gelen babaları düşünürseniz, siz çok şanslısınız . 'diye beni teselli ediyordu.
  Çay masasından kalkıldığında sıra müziğe gelmişti. Bu kadar sanatçı bir arada olunca yapılacak en güzel şeyi yaptılar. Piyanist hanım piyanosunun başına oturdu ve Madam Gazeau kemanını çıkarttı ve birden salon harika bir müzik sesi ile doldu. İnanılmaz güzel bir konserin ardından Piyanist Hanım 'Hadi Burcu , sıra sen de Kemanını aç bakalım.'dedi. Burcu hiç çekinmeden, üsteletmeden hemen kemanını açtı ve Devlet Sanatçımız çok değerli Verda Erman Hanımın piyanosu eşliğinde onun evinde bir dinleti verdi bizlere.
 Ben onlari dinlerken o kadar mest olmuşum ki ,köpekten korkarım,o siyah minik köpek yanıma çıkmış, elimin altına yatmış , bana sırtını kaşıtıyordu bu dinleti sırasında.
  Evet o gün evine gittiğimiz hanım değerli Piyanistimiz Verda Erman Hanımdı. O gün tanıdığımız Michelle Margand ile daha sonra yollarımız çok sık çakıştı ve çok emeğini gördük. Verda Hanım ile o gün başlayan sıcacık dostluğumuz devam etti. Bunları ilerleyen yazılarımda anlatacağım.
  O gün o evde duyduğum onuru, mutluluğu anlatamam. Burcu'nun yaşamında çok önemli bir yer tutan bu tanışmayı anlatmak istedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder