Hürriyet

4 Nisan 2013 Perşembe

Harbiye Askeri Müzedeki bir Konser



  Bir önceki yazımda geri dönüş yapıp Burcu Göker'in İstanbul'daki eğitimi sırasında yaşamını etkileyen iki konser anısını anlatacağımı söylemiştim.
  İkinci konser anımız 1995 yılı Harbiye Askeri Müzesinde geçti.Bu konser anılarımızı anlatmaya geçmeden bu konserle ilgili yazıma eklediğim resimleri açıklayayım. Birinci resimde Burcu Askeri Müzede Anne Bebek Sağlığı Sempozyumunun açılış konserinde görülüyor. İkici resimde gene bu konsere İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarından katılan öğrenciler toplu olarak gözüküyorlar., Üçüncü resimde bu Sempozyumun kapanış konserini de veren Burcu 'ya Ana Bebek Sağlığı Vakfı Başkanı Hanım'dan çiçek verilirken gözüküyor.
 1996 yılı başlarında Burcu İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarında okurken okul vasıtası ile bir konser daveti daha aldık. Daha önce de dediğim gibi Burcu konser vermekten hiç çekinmediği için okula gelen konser davetlerinde ilk başvurulan isim oluyordu. Bu seferki konser bir Vakfın tertiplediği Uluslar arası bir Tıp Sempozyumunun açılış konseri idi.Ana ve Bebek sağlığı Vakfı ki ülkemizde  daha yeni kurulmuş olan bir vakıftı, Uluslar arası bir Tıp Sempozyumu tertiplemişti. Bu Sempozyum Harbiye Askeri Müzede 3 gün sürecekti. Vakıf yönetimi açılış için Konservatuardan klasik müzik konseri verebilecek öğrenciler istemişti. Bu sefer de öğrencileri okuldan toparlama ve Harbiye'ye götürme görevi benimdi. Hatta bu Vakfın açılış konserini tertipleme işi o kadar geniş boyutlara ulaştı ki Sempozyumun  açılış konuşmasını yapacak olan Vakıf Başkanı Hanım  'Ben çok heyecanlandım, açılış konserinin takdimini  yaparmısınız.' deyince , hiç alakam olmayan Vakfın Sempozyumunun  açılışında konser takdimi  yapmak görevi de  benim olmuştu.
  O gün Harbiye Askeri Müzesinde Burcu tek başına çok güzel bir dinleti verdi ve dünyanın bir çok yerinden gelmiş Tıp adamları tarafından büyük beğeni aldı. Bu sefer daha önce anlattığım konserdeki gibi zavallı değil, aksine beğenilen ve takdir edilen farklılığı vurgulanan bir konumda idik. Diğer konser verecek öğrenciler de müziklerini çok güzel icra ettiler ve beğeni aldılar. Bu dinleti o kadar beğenildi ki Vakıf Başkanı Hanım 3 gün sonra gerçekleşecek kapanış töreninde de Burcu'nun bir dinleti yapmasını rica etti. Bu sefer sadece Burcu çalacaktı.
  Kapanış konserinin takdimini de da ben yaptım. Hatta o konuşmada çeşitli dünya ülkelerinin bayraklarının olduğu kürsüdeki konuşma sırasında çekilen resmimi görenler bu olaya inanamadılar. Ben kürsüde Burcu'nun Sempozyum kapanış konseri için takdimini yapıp, çalacağı eserleri tanıtırken birden en ön sırada oturan bir yaşlı bey ve hanımı dikkatimi çekti. Bir yerlerden tanıdığım bu kişilerin kim olduklarını çıkartamamıştım. Daha sonra yerime oturup Burcu'nun konserini dinlerken aklıma geldi. Yaşlı Bey İhsan Doğramacı ve yanındaki hanım da eşi idi. Konser alkışlar, Vakıf Başkanı  Hanımın Burcu'ya çiçek vermesi ile sonlandı.
  Konserden sonra bir çay daveti vardı. Biz İhsan Bey'in masasında idik.İhsan Doğramacı Bey müzikal yeteneğine hayran olduğu Burcu'yu tebrik etti , öptü ve 'Mutlaka Bilkent'e gelmelisin, oarada eğitimine devam etmelisin .'dedi. Fransa'ya gitmeyi ve eğitimine Paris'te Madam Gazeau ile devam etmeyi kafasına iyice koymuş olan Burcu İhsan bey'in bütün çabalarına rağmen 'Ben kararlıyım,Paris'te eğitimime devam edeceğim.'diye kararını bildirdi.
  O günkü konser İhsan Doğramacı gibi muhterem bir zatla tanışmamız, onun teklifleri ve Burcu'nun kararlılığı açısından bana unutulmaz bir anı olmuştur.
  Şimdi 1997 yılına  kaldığımız yerden devam edebiliriz. Burcu Haziran 1997 de Türkiye'ye dönmeden önce 17 haziran 1997 tarihli Milliyet gazetesinde Burcu'nun Paris'teki başarılarını ve U.F.A.M yarışmasında kazandığı birinciliği konu olan bir yazı yayınlandı. Bütün bunlar Burcu'yu çok olumlu motive ediyordu. Takdir edilmek, beğenilmek çocukları eğitimde çok motive edici bir olay. Ne yazık ki o zamanlar eğitim de başarılı öğrencileri motive edici eylemler bazı eğitimcilerimiz tarafından, şımarır gerekçesi ile ihmal ediliyordu.Aslında yanlış bir düşünce. Bunun  tersi olduğunu zaman içinde ispatlamış olduk.
  1997 yazında gene Cenevre Siondaki Tibor Varga Festival ve Masterclasına Madam Gazeau'nun öğrencisi olarak katılacak olan Burcu ile bu sefer ben gidecektim.
Bu anılarımı sonraki yazımda anlatacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder