Hürriyet

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Burcu Göker ve Hyum Hwa'nın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramındaki resitalleri

  Şimdi artık 29 Ekim 1997 günü Epinay Sur Seine'deki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını anlatabilirim. Benim için çok önemli bir tarih olan bu gün, adeta Paris'teki yaşamımızda bir dönüm noktası bile sayılabilir. Daha önceki yazılarımda Paris'teki günlerimizde yalnızlığımızı , sorunlarımızı çözmekte karşılaştığımız dil problemimizi , gurbet sancılarımızı anlatmıştım. Bütün bu sorunların altından kalkabilmek içinde silkelenmemiz ve yeniden çevremizi kurmamız gerktiğini söylemiştim. İşte 29 Ekim töreninde atılan dostluk temelleri bizim Paris yaşamımızda sıkı sıkı tutunmamızı sağladı.
  Törenden bir kaç gün once büyük kızım Ebru, Türkiye'den telefon ederek St Benoit Lisesinden bir arkadaşının Paris'e Siyasal Bilgiler konusunda master yapmak için geleceğini ve benim telefon  numaramı verdiğini söylemişti. Ben günlük sorunlar arasında unuttum. 29 ekim günü bizi Epinay'daki törene gene Turhan Kebelioğlı Bey götürecekti. Burcu ile beraber konser verecek olan Hyum Hwa da bize gelecek ve Turhan Bey bizim evden bizleri alacaktı. O gün evden çıkmadan bir saat once bir telefon geldi. Genelde ben yeterli Fransızca bilmediğim için telefonları açmıyordum.Ama Burcu meşgul olduğu için ben açmış bulundum. Karşı tarafta bir genç Türkçe konuşuyordu. Önce kendini takdim etti. İsmi Ozan Yiğit Keskin olan genç, kızım Ebru'nun St. Benoit'ten arkadaşı olduğunu ve Paris'e okumaya geldiğini, bizi en yakın zamanda tanımak istediğini söylüyordu. Ben hemen Epinay'daki törene onu davet ettim. Orada bulunacağımı ve tanışmaktan büyük zevk alacağımı da belirttim. Paris'i iyi bilmeyen delikanlı, çok iyi Fransızca bildiği için yolu bulabileceğini ve muhakkak geleceğini söyledi.
  O gün törenin yapılacağı büyük salona gidince gerçekten çok etkilendim. Onlarca çocuk, genç bu törende sahne almak için hazırlanmış, folklor kıyafetleri  ile bekliyordu. Salon hınca hınç dolu idi. Bölgedeki Türkler, Konsolosluk mensupları, İşveren Türkler salonda yerlerini almıştı. Burcu ve Hyun Hwa konser sıraları gelene kadar benimle protokolda ayrılan yerde oturacaklar, sonra da konserlerini vereceklerdi.Bize Konsolosluk mensupları ile protokolda 1. sırada yer ayrılmıştı. Salon girişinde açık büfe ikramların hazırlandığını görünce törene gurbetteki sevgili Türk kardeşlerimin ne denli titizlıkle hazırlandığı düşüncesi  beni çok duygulandırdı. Töreni Türk Başkonsolosluğu ile ortak tertipleyen Epinay sur Seine Türk Derneği idi . Çok güzel bir tesadüf dernek başkanı da daha once yazılarımda bahsettiğim Seydişehirli Saniye Yurdakul Hanımdı. Böyle görkemli ve güzel bir töreni ancak ülkesini bu kadar çok seven bir Hanımın tertipleyebileceğini o gün bir kez daha anladım.
 Tören büyük bir çoşku ile başladı. İnsan ülkesinden uzak olunca kendi özgün müziği, folklor dansaları ne kadar cazip geliyor.Bütün salon büyük bir çoşku ve mutlulukla bugüzel bayramı kutluyorduk. Paris ve çevresine yerleşmiş Türk ailelerin orada doğmuş ve okuyan çocukları  az bilidikleri Türkçeleri ile günün anlamını gösteren şiiirler okuyorlar, şarkılar söylüyorlar ve yöresel dansları yapıyorlardı. Herkes çok mutlu idi.Bu arada programa gore Burcu ve Hyum Hwa'nın da sırası geldi ve çıkıp konserlerini verdiler. Salondaki Türkler biri Türk, diğeri çok farklı ülkeden bu iki genç çocuğun keman resitalini büyük zevkle dinleyip , büyük coşku ile alkışladılar.Bu arada törende ara oldu. Ben de herkes gibi davet edildiğim açık büfeden içecek bir şey almak üzere yerimden kalktım. Vatan özlemi, Bayram coşkusu bizi susatmıştı. O esnada yanıma genç bir delikanlı yaklaştı. Adının Ozan olduğunu söyleyen delikanlı benim gelmeden once telefonla törene davet ettiğim Kızımın arkadaşı Ozan Yiğit Keskindi.Benim davetim üzerine gelmiş ve beni tanımadığı için etraftakilere sormuş ve onlar da beni göstermişler. İşte o gün biz Ozanla tanıştık. O günden sonra Ozan benim Gurbet evladım , ben onun Gurbet annesi oldum. Ozan bizi yıllar sonra hala ziyaret eder ve uzun yıllar Paris'te paylaştığımız acı ve tatlı anılarımızı yad ederiz beraberce.
 O gün törende Paris Başkonsolosumuz Ali Engin Oba Bey de vardı ve o gün onu da tanımaktan büyük onur duyduk. Daha önceden tanıştığımız Saniye Hanım ve ailesi ile kaynaşmamıza büyük vesile olan bu törenin yaşamımızdaki önemini sanırım anladınız. Biz o gün törende tanıştığımız Türk dostlarımızla büyük dostluk fidanları dikmiştik ve bu fidanlar sayesinde Paris'te yaşamımız daha kolay, daha yaşanır ve daha güzel oldu. Sadece Paris'teki yaşamımız değil daha sonraki yaşamımızda da her zaman sevgi ile anacağımız güzel dostlar edinmiştik o gün.
Bu güzel ve görkemli Cumhuriyet Bayramının Paris'teki Türk basınında ve Türk camiasındaki yankıları çok oldu. Burcu ile Hyum Hwa çok takdir aldılar ve daha sonra da anlatacağım bir çok konsere davet edildiler. Hyum Hwa da bu çok anlamlı günde çalarak Türk camiasına girmiş oldu. Arık onu da Paris'teki Türk dostlarımız tanıyordu.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder