Hürriyet

5 Haziran 2014 Perşembe

Burcu Göker'in Ülkesine,Müziğine duyduğu büyük sevgi....



 


Burcu Göker ve Eric Jenkins 24 Kasım 2009 Boğaziçi Üniversite'si Albert Long Hall konseri için bir gün önceden Türkiye'ye gelmişti. Bu arada bagajları Frankfurt'ta kaldığı için ancak konser günü zor bela eşyalarına kavuştuklarını bir önceki yazımda yazmiştim.
O akşam Üniversite'de konserden önce bir de kokteyl verildi. O gün öğretmenler günü idi ve Burcu ile Eric bu konseri öğretmenler günü kutlamaları için gerçekleştiriliyorlardı. Kokteylden sonra konser salonunda müziğin başlamasını beklerken ne kadar yorgun olduğumu bir kez daha anladım. Önceki yazımı okuyanlar hatırlar, bagajları alıp Burcu'ya ulaştırmak için çok çaba sarfetmiştim.
Konserin konusu Folklorik Ezgilerin Klasik Müzikteki Yansımları idi. Balkanlardan başlayan, sırası ile önce Avrupa, daha sonra Amerika kıtasına geçen sanatçılar bu konser için hep özel parçalar seçmişlerdi. Burcu her parçadan önce o parça hakkında ufak aydınlatıcı bir açıklama yapıyordu. Daha sonra  Amerilka kıtasında güneye inen sanatçılar Arjantınlı bir bestecinin eserlerini de çaldılar. Burcu bu eseri çalmadan önce 3.bölüme dikkat edilirse bizim ezgilerimizle ne çok ortak tını taşıdığının fark edileceğini belirtti. İki ayrı coğrafyadan, birbirinden çok uzak iki  ülkeden aynı meledileri dinlemek çok ilginçti. Demekki insan  her yerde aynı duyguları taşıyor ve aynı besteleri yaratabiliyor. Amerika'dan ülkemize dönen sanatçılar konserin sonunda bizim folklorik ezgiler taşıyan eserlerimizle konseri bitirdiler. Konser sonunda dinleyicinin çok büyük beğenisini alan ve tebrikleri kabul eden gençlerimiz artık evlerine dönmek istediklerini söylediler. Zira daha Amerika'dan gelişin etkısını üzerlerinden atamamışlardı ve önlerindeki bir iki gün onlar için çok dolu olacaktı.
Burcu ve Eric İstanbul'daki üç günlerini 28 Kasım da yapılacak düğün yemeğine hazırlanmak, dinlenmek ve Amerika'ya dönüp kaldıkları yerden başlayacakları savaşları için güç toplamakla geçirdiler. Savaş diyorum yadırgamayın. Zira Burcu'nun doktora hocasının çok hasta olduğunu ve bu durumun Burcu'nun eğitim yaşamı üzerinde yarattığı  etkileri daha önceki yazılarımda yazmıştım.
28 Kasım gecesi Burcu'nun bütün sevdikleri bir arada idi. Böylesi ilginç bir düğün pek görülmemiştir sanırım. Erkek tarafından sadece damadın olduğu bir düğün. Salondaki 200 kişi, Burcu ile yakından alakası olan kişilerdi. Daha önce birbirlerini pek tanımayan bu kişiler o gece ortak kesişim  kümeleri Burcu olduğu için harika kaynaşmış ve eğlenmişti. Ben birçok  düğüne gittim. Burcu kadar eğlenen ve oynayan gelin görmedim. Bir dakika bile yerine oturmayan Burcu'nun  coşkusu bütün salona geçmiş ve herkes alabildiğine eğlenmişti. Eric bile bu coşkudan o kadar etkilenmişti ki bir ara Eric'i sahnede çiftetelli oynarken gördüm. Gençlerden biri öğretmişti bir çırpıda. Daha sonra Eric ve Burcu herkesle birlikte damat halayı çektiler.
O gecenin harika izlenimleri uzun süre arkadaşlar arasında sürdü. Bütün dostlarımız hiç bu kadar eğlendiğmiz bir düğün  olmamıştı, sanki evimizde gibi samimi ve sevgi dolu bir ortamda çok eğlendik diyorlardı. O gece Burcu'nun sevgisinin bir eseri idi. Burcu'nun dostlarına, ülkesine, müziğine duyduğu büyük çok büyük sevgisinin eseri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder