Hürriyet

4 Haziran 2014 Çarşamba

Bavullar Frankfurt'ta kalınca


Bir hafta içinde hem konser, hem düğün. Bir de bagajlar Frankfurt'ta kalınca
Burcu Göker 24 kasım 2009 Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall konserinden önce

Burcu Göker ve Eric Jenkins 24 Kasım 2009 Bağaziçi Üniversitesi Albert Long Hall konseri için Türkiye'ye gelme planları yaparken ben de onları sevdikleri ile İstanbul'da ikinci bir düğün yemeğinde buluşturmak için yoğun bir çalışmaya girmiştim. Burcu ve Eric Türkiye'de bir hafta kalacaklardı ve bu bir haftaya bir düğün ve konseri sığdırmak zorunda idik. Ben nasıl yapabileceğimiz kuşkusuna düştüğümde Burcu bana yaparız anne diye güç verdi. Zaten hep böyle olmamış mıydı.  Hep Burcu kendi büyük gücü ile bizleri güçlendirmiş ve hep onun sayesinde büyük adımlar atabilmiştik.
Biz İstanbul'da hemen Ebru ile düğün yemeği yapabileceğimiz mekan araştırmasına başladık. Neyse şansımız yaver gitti ve Boğaz manzaralı harika bir restoranda  bizim tarihlerimiz uygun bir  gece bulduk. Şans işte, restoran sorumlusu hanım büyük bir anlayışla hazırlıkları yükleneceklerini ve bu düğün yemeğinin çok güzel ve unutulmaz olması için elinden geleni yapacağını belirti. Hemen davetiye bastırmak gerekiyordu.  Davetiye  basımı ve davetlli listesinin hazırlanması, davetiyelerin davetlilere ulaştırılması , davetlilerin geri dönüşlerinin alınması, davetli masalarının tanzimi. Kısacası 200 kişilik bir düğünün tüm işlerini çok kısa bir sürede halledip sıra Burcu ile Eric'i karşılayıp ilk aşama olan konser safhasına gelmişti. Gençler konserden bir gün önce Türkiye'ye gelecekler ve 28 mayıstaki düğünden de bir gün sonra Türkiye'den ayrılacaklardı. Gördüğünüz gibi hayatımız hep bir maraton. Ama inanın biz bu maratondan hiç şikayetçi olmadık.
Tabii bu arada Amerika'dan geri getirdiğimiz Burcu'nun gelinliğinin kuru temizlemesi,bizlerin düğün kıyafetlerinin tekrar gözden geçirilmesi işleri de vardı. Bazen Burcu ile sohbet ederken  bunları hatırlayıp güleriz.. Normal de herkesin 6 ay içinde yapabileceği işlerin hepsini birden bir hafta içinde yapmak sadece bizim özelliğimiz mi acaba. Biz alıştık sanırım. Burcu Türkiye'de sınıf atlarken de bir senenin dersini bir aya sığdırıp aynı gün üç ayrı sınava girerek az koşturmamıştık.
Burcu ve Eric konserden bir gün önce Atatürk Hava Limanına indiklerinde kötü bir süpriz de bizi bekliyordu. Amerika'dan gelirken  Frankurt'ta aktarma yapan gençlerin bagajları gelmemişti. Luftansa Hava Yolları ile gelen gençlere bu çok kötü bir süprizdi. Zira ertesi gün Boğaziçi Üniversitesinde konser vereceklerdi ve  konser kıyafetlerı ve bütün eşyaları bagajların içindeydi. Hava alanında yaptığımız bütün müracaatlar fayda vermedi. Bagajların ertesi gün aynı saatlerdeki uçakla geleceğini ve bize ancak hava alanında teslim edebileceklerini söyleyen personele diyecek bir şey bulamamıştık. Yapacak bir şey yoktu. Burcu gene olayı sakinlikle karşılamış ve iyi ki kemanım ,notalarımız yanımda.,daha olmazsa kot pantolonla çıkar çalarım diye bizi teselii etmişti. O geceyi Boğaziçi Üniversite'sinin Rumeli Hisarındaki misafirhanesinde geçirecek gençler için önce bir markete uğrayıp diş fırçası, macun, şampuan gibi gerekli malzemeleri aldık. Sonra hep beraber güzel bir yemek yedik. Bagajların Frankfurt'ta kalmasından dolayı çok üzülen Eric çok sevdiği kebapları yiyince olaylara daha iyimser bakmaya başlamıştı. Akşam onları misafirhaneye yerleştirdik. Bu arada almayı unuttuğumuz saç tarağını da Üniversitenin gece açık olan kuaföründen temin ettik. Ertesi sabah ben Yeşilköye gidip bavulları alacak, konserden önce Boğaziçine yetiştirmeye çalışacaktım. Görüldüğü gibi beni gene çok zor bir iş bekliyordu.
Ertesi sabah erkenden kalkıp Caddebostan'dan Yeşilköye geçtim. İstanbul trafiğinde takılıp konsere kıyafetleri yetiştiremem korkusu ile araba ile değil deniz otobüsü ile gitmeyi tercih etmiştim. Hava Limanında Frankfurt uçağını bekleyip, işlemleri yaptırmak epey vakit aldı. Yeşilköyden Boğaziçi Üniversitesine araba ile gitmek zorunda idim. Trafikde binbir heyecan içinde konsere bir saat kala Üniversiteye yetiştim. Burcu ile Eric beni bekliyorlardı. Gece tek başlarına misafirhanede ürktüklerini , zira o koca konakta onlardan başka kimse olmadığını ,hatta bir ara Eric'in acaba bir taksi bulup eve mi gitsek dediğini Burcu gülerek anlatıyordu. Bu arada bagajlarına kavuştukları ve konsere konser kıyafetleri ile çıkacakları için de çok mutlu idiler. Ama ben epey yorgundum. Konserde uyumadan dinleyebilmeyı çok istiyordum. Folklorik Ezgilerin Klasik Müzikteki Esintileri temalı bu konseri mutlaka can kulağı ile dinlemek istiyordum. Bu güzel konseri ve  İstanbul'daki düğün hazırlıklarını bir sonraki yazımda anlatacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder