Hürriyet

22 Ekim 2013 Salı

10 Kasım 1999 Unescoda çalan Türk ve Yunanlı iki kemancı

Paris'te başladığımız yeni ders yılında herşey gene aynı hızla devam ediyordu. Ekim ayı sonlarında Unescoda çalışan Bir Türk öğrencimiz bir öneri getirdi. 2 Yılda bir gerçekleşecen Unesco Olağan Genel Kurul Toplantısında Burcu'nun bir konser vermesi teklifi idi bu olay. Bu konser teklifini hemen hocamız Madam Gazeau ile konuştuk.Madam Gazeau Burcu'yu aynı yaşlarda bir Yunanlı keman öğrencisi ile eşleştirmişti o sene. Kısa zamanda çok iyi anlaşan Burcu ve Yoanna müzikte de aynı uyumu sağlamış ve beraberce güzel konserlere imza atacak gibi gözüküyordu. Madam Gazeau 10 Kasım 1999 günü Unesco Binasında gerçekleşmesi planlanan bu konser için hemen bir repertuar hazırlamış ve çalışmalara başlamışlardı.
 Yoanna'nın ailesi de bu konser tasarısına çok sıcak bakmış ve onlar da  hazırlıklara başlamıştı. Bu konserin benim için manevi değeri çok büyüktü. Biri Yunanlı, diğeri Türk 17 yaşında iki genç kız 10 Kasım günü Paris'te Unesco binasında bir konser verecekti. Paris'in bir semti olan St. Lazzare'de bir fotoğrafçıda çalışan Yoanna'nın annesi hemen makineleri hazırlayıp o gün için çekim hazırlığına başlamıştı.Yoanna'nın babası ise çalıştığı işyerinden o gün için izin alıp ulaşımımızı sağlayacaktı. Her iki ailede Paris'te yaşayan Yunanlı ve Türk dostlarına konseri haber vermiş ve büyük heyecanla bu günü bekliyordu.Aynı coğrafyadan , yüzyıllarca politikacıların birbirine düşman etmeye çalıştığı fakat iki komşu olarak aynı kültürü paylaşan iki ülkenin çocukları bu  iki genç kemancının konseri çevremizdeki herkesi çok etkilemişti.
  Konser günü geldi , çattı. Konser Unesco Binasının büyük girişinde gerçekleşecekti.Hep beraber binaya geldiğimizde hepimiz çok heyecanlı idik. Yoanna'nın annesi daha konser başlamadan resim çekmeye başlamıştı. Konser başladı, ikili müziklerini harika bir şekilde yorumluyordu. Genel Kurula dünyanın bir çok ülkesinden gelen katılımcılar salona girip çıkarken durup hayranlıkla icra edilen müziği dinliyordu. Bu konseri dinlemek amacı ile gelen Türk ve Yunanlı dostlarımız da ayakta büyük bir zevkle konseri izliyorlardı.
  Bir ara bir konu için konser sahasından ayrılmam gerekti.Bina içinde yürüeken büyük salonda kurulumuş dev ekranı gördüm. Ekranda Burcu ve Yoanna'nın konseri naklen veriliyordu. Ekranın altında ise Burcu Göker ve Yoanne Apostolakos konseri diye devamlı bir alt yazı geçiyordu. Salonda yüzlerce kişi durmuş ve ayakta hayranlıkla bu konser izliyordu. Aralarında çeşitli dillerde genç kemancıların ne kadar başarılı olduklarını konuşuyorlardı sanırım.Burcu  ve Yoanna'nın isimlerini alt yazıda okuyan kişiler özellikle Burcu'nun orijinini merak ediyor ve kim bu genç kemancı diye soruyordu. İşte o anda 'Bu harika kemancı benim kızım' diye haykırmamak için dudaklarımı sıkı sıkıya kapattım. Duygularım sel olup dudaklarımdan dökülmek istiyordu. Dudaklarımdan dökülemeyen duygularım bir kaç saniye sonra gözlerimden yaşlar olarak akmaya başlamıştı zaten.Duyduğum büyük gururdan omuzlarımın dikleştiğini, başımın daha dik durduğunu fark ettim. Çevremdeki kimse benim Burcu Göker'in annesi olduğumu bilmiyordu. Herkes orada Burcu ve Yoanna'ya hayrandı. Ben ise böyle bir evlada sahip olduğum için mutlulukların en büyüğünü yaşıyordum.
  Bu duyguyu , yani keman çalan benim kızım diye bağırma isteğini daha sonra yüzlerce kez yaşadım. Bazen Burcu'nun konuk olduğu bir televizyon programını seyrederken, bazen bir gazetecinin önünde bir dergi kapağında Burcu'yu görünce, bazen konser bileti satan bir gişenin önünde afişe bakarken bu duyguyu yaşadım. Ama hiç bir zaman' Keman çalan benim kızım' diye bağırmadım.Yanlız geçtiğimiz yılarda Eskişehir'de bir konserden sonra yaşlı bir bey yanıma geldi ve böyle bir evlat yetiştirdiğiniz için sizi kutlamak istiyorum dedi. Ben bu beyi tanımıyordum. Ona benim kemancının annesi olduğu nereden anladınız diye sorduğumda'Ancak bir anne evladını böyle ağlayarak dinler.'diye cevap verdi. Demek duygularımı bir şekilde ele veriyorum
  O gün konser bu güzel duygularla sonlandı. Ertesi gün Milliyet gazetesinde konser sırasında çekilen bir resim ve ufak bir alt yazı vardı. Konserin  Paris'te yaşayan Türk ve Yunan camiasında yarattığı ilgi anlatılırken nedense Türk Büyük elçiliğinin yeteri kadar ilgi göstermediği  yazıyordu. Haber Burcu ve Yonana'nın bir sözü ile bitiyordu. 'Biz kardeş ülkelerin çocuklarıyız.'demişti iki genç kemancı.
  Yoanna Apostolakos şu anda Viyana Senfoni Orkestrasında gelecek vadeden çok iyi bir kemancı. Burcu'yu biliyorsunuz. Aralarında uzun mesafeler olsa da hala görüşüp konuşuyor bu iki genç kemancı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder