Hürriyet

24 Nisan 2015 Cuma

Tüneli sonunda ışık gözüktü mü?

Yazıma başlamadan önce eklediğim fotoğrafı açıklayayım.Burcu Göker bir konser provası sırasında dünyaca ünlü yorumcu Yo Yo Ma ile görülüyor. Burcu bu konser sırasında YoYo Ma'ya Ahmet Adnan Saygun'u anlatmış ve onun eserlerinden örnekler yorumlamıştı. Bu eserlerden çok etkilenen YoYo Ma bir süre sonra A.B.D Başkanı Obama'ya vermiş olduğu bir konserde Ahmet Adnan Saygun'un eserlerini repertuarına almış ve Başkana yorumlamıştı. Daha önceki yazılarımı okuyanlar bunları anımsayacaklardır.
Gelelim bıraktığımız yerden öykümüze.Öykümüze diyorum , zira Burcu ile çıktığımız bu zorlu yolculuk neredeyse Victor Hugo'nun Sefiller adlı eseri gibi 5 cilt olacak kadar uzun ve badireli.
Bir önceki paylaşımımda Burcu'nun hasta hasta ağustos ayında Amerika'ya döndüğünü ve doktora bitirme çalışmalarına son hızla başladığını yazmıştım.Burcu Şubat 2013 de doktora savunma sınavına girecek ve bu savunmanın ardından doktoranın bütün teknik işlemlerini bitirerek mayıs ayı başında diploma töreninde doktor cübbesini giyecekti. Bütün bunların gerçekleşmesi için olağanüstü bir çalışma yapması gerekiyordu.Daha önceki yazılarımda Burcu'nun ne kadar zorlukla karşılaştığını anlatmıştım. Burcu diğer doktora öğrencilerinden çok farklı bir konu seçmişti tez için. Türk bestecilerini anlattığı bu tezi ile Müslüman Mahallesinde Salyangoz satan bir kişi gibi mücadele vermek zorunda idi. Türk bestecilerini hiç tanımayan  bir grup insana bu tezi savunacaktı. Tez hocası da tanımıyordu Türk bestecilerini. Ayrıca tezi hazırlarken bir çok teknik sorunla karşılaşmıştı. Kanunen bestecilerin adından ve eserlerinden bahsetmek için bestecilerden veya varislerinden izin alınması gerkiyordu. Oysaki bestecilerimize veya varislerine ulaşmak imkansızdı çoğu kere. Bizim ülkemizde fikir hukuku çok dikkate alınan bir konu olmamasına rağmen Amerika'da bu konu çok hassasiyetle yaklaşılan bir olay. Burcu bu izinleri alabilmek için çok büyük mücadele verdi. Dünyanın bir çok yerine dağılmış kişilere bu konuyu anlatmak ve izinleri almak hiç de kolay olmayacaktı.
Türk bestecilerini ve eserlerini anlatan tezini hazırlarken tez hocasına da anlatmak da zorlanıyordu bu değişik ezgiler taşıyan müzikleri. Ayrıca tez hocası da fazla dostane yaklaşmıyordu Burcu'ya. Zira Burcu onun için korkutucu bir rakip görülüyordu ilerki dönemlerde. Bu olaylar sırasında şunu çok iyi anladım ki insanlar kendilerinden çok daha üstün kişilere ilerki dönemlerde kendilerini yerlerinden edebileceği kaygısıyla yok etme duygusuyla yaklaşıyorlar.
Bir yandan hastalık, bir yandan tez danışmanın psikolojik sorunları, bir yandan tez hazırlanmasındaki teknik sorunlar .......
Bütün bunlara rağmen tezi nasıl bitirip savunmaya nasıl girdi bir ben bilirim, bir de Burcu.13 şubat 2013 günü bu olayları ,o anlardaki düşüncelerimi, kaygılarımı sıcağı sıcağına yazılarımda paylaştım.
Bu olaylar 23 yıl süren zorlu bir mücadelenin sonu , tünelin sonunda ışık görünmeye başladı diye yazmışım o günlerde.Oysaki hiçbir şey bitmiyormuş.Herşey yeniden başlıyormuş. Daha yoğun ve daha farklı olarak başlıyormuş mücadele. Hiç bitmeyecek bir mücedele.
O günlerde yazdıklarımı  paylaşıyorum bu yazının sonunda
Bugün 12  Şubat 2013. Ne oldu diyeceksiniz bu tarihte. Bir çok tarihi olay oldu. Ama ben bugün daha önce yazdığım gibi tarihte olan çok önemli bir olayı değil benim için çok önemli bir olayı sizlerle paylaşacağım bu yazımda.
Bugün Eylül 1990 günü başlayan zorlu bir dönemin son günü. Tam 23 yıla yakındır tünelin sonunu bulmak için yapılan kazının sonu. Ben kızım Burcu Göker'i zor günlerinde hep böyle avuturdum. Müzik eğitimi gibi bir dalı seçen, keman gibi zorlu bir enstrumanı kendine arkadaş eden kızım bu zorlu yolda zaman zaman insanların kaprisleri, ayak kaydırmaları, arkadan oymaları ile karşılaştığında hep böyle avuttum onu. Sanki bir hapishanedeyiz ve kaçmak için tünel kazıyoruz. Tünelin sonunda ışık gözükecek diye avuttum.
23 sene önce İstanbul'da bir Konservatuarda başlayan bu zorlu yolculuk sırası ile Paris'te bir Konservatuarda, Amerika'da bir Üniversite'de, sonra Kanada'da bir Üniversite'de ve sonra tekrar Amerika'da bir Üniversite'de devam etti. Yerler değişti, Ülkeler değişti, zaman değişti, kişiler değişti ama olaylar pek değişmedi. Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun aynı olan insan hep aynı oyunları oynuyordu. Ve Burcu hep aynı mantığı yürütüyordu. Karşılaştığı bütün zorluklarda 'Tünelin Sonunda Işık Görünecek' diyordu. Bu cümle bizim sloganımız olmuştu artık.
İstanbul'daki eğitim yaşamının son döneminde ne yazık ki insan kaprisinden hocasız kalmıştı. Okulunu hocasız bitirdi. Aynı tecelli eğitim yaşamının sonunda gene başına geldi. Bu sefer hocasını kapristen değil yaşamın acımasızlığından kaybetti. Hocası vefat eden Burcu yola devam etti.
Bugün 12 şubat. Burcu Göker bugün saat 10.00 da Florida State Üniversitesinde en son doktora savunmasını yapacak. Çok istediğim halde ben onun yanında olamayacağım. Oysa ki ben bugün onun yanında olmak, savunmadan önce elini tutmak ve savunmadan sonra ona ilk sarılan olmak isterdim. Bir kaç yıl önce nasıl Carnegie Hall konserinde yanında değilsem bugün de yanında olamayacağım. Sanırım 4 Mayıs  günü cübbesini giyip katılacağı diploma merasiminde de yanında olamayacağım. Artık yaşım ve sağlık durumun bu kadar uzun yolculukları yapmaya elvermiyor.
Burcu bugün ülkesinden kilometrelerce uzakta, bambaşka bir ülkede, kendi özgün müziğini pek bilmeyen, bestecilerini tanımayan kişilere, müziğini ve bestecilerini anlatacak. Bunu daha önce de yaptı ve çok başarılı oldu. Bugün de çok başarılı olacağını biliyorum. O ülkesini o kadar çok seven bir genç ki bütün zorluklara, bütün destek eksikliklerine rağmen vazgeçmedi ülkesini anlatmaktan.
Bugün ben Burcu'yu dinleyemeyeceğim. Dün akşam aynı Üniversite'deki bir arkadaşına mesaj yazıp resim ve video çekmesini rica ettim. Yanında olamayacağım bari resimlerini göreyim diye.
Sevgili Burcu Göker, Ben annen olarak seninle gurur duyuyorum. Kim ne derse desin, kim desteklerse desteklesin, ben ve ailen hep senin yanındayız. Seni çok seviyor ve senin gibi bir çocuğumuz olduğu için kıvanç duyuyoruz.
Sana bugünkü zorlu mücadelende başarılar diliyorum. Tünelin sonunda ışık artık gözüktü. Tünelin sonu geldi.
Bugün Doktora savunmanı yaparken salona dikkatle bak. Belki bir perdenin arkasından, belki kapı aralığından beni görebilirsin. Ben mutlaka oradayım. Daha önce de olduğu gibi
Hep yanındayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder