Hürriyet

11 Nisan 2015 Cumartesi

Burcu hergün Konserler veriyor ama biz dinleyemiyoruz artık.

Bahçeşehir Üniversitesi Fazıl Say Sahnesine konser için gittiğimizde Burcu belli etmemesine rağmen oldukça rahatsızdı. Bir gün önce doktorların basit bir soğuk algınlığı diye gittiğimiz muayenede sub akut trioid teşhisi koyması onu epey ümitsizliğe düşürmüştü. Bu hastalık psikolojisi bir de hastalığın verdiği halsizlik , bitkinlikle birleşince her zaman koşa koşa çıktığı sahneye zorla çıkar bir duruma gelmişti.
Konserden önce Üniversitenin İstanbul Boğazı kıyısındaki binasının en üst terasında kahve içerken bunları konuşuyorduk bir yandan. Neyse ki son üç konser kalmıştı geriye. Daha sonra yaz tatili başlayacaktı ve o zaman dinlenip iyileşeceğini umuyordu. Zira bir an önce iyileşmesi ve eski performansına kavuşması gerekiyordu. Doktora bitirme aşamasında idi ve artık bu son dönemde bu zorlu yarışı sonlandırması gerekiyordu.
Konser salonuna indiğimizde soyunma odalarını, salonu görünce hepimiz hayal kırıklığına uğradık. Salonda koltuklar yırtılmış, yarı kırık durumdaydı. Hele bir soyunma odaları vardı ki bu kadar konser salonu gördük, bu kadar özensizine rastlamadığımızı itiraf ettik birbirimize.Nasıl olurdu İstanbul'da bu kadar güzel ve adı duyulmuş bir Üniversitede böylesine bir sahne. Şu anda umuyorum ki salondaki bütün aksaklıklar düzeltilmiş ve onarılmıştır.Bizi yönlendiren konser sorumlumuza salonun bu halini sorduğumuzda salonda genelde öğrenciler için sempozyum ve toplantılar yapıldığını ve öğrencilerin biraz hoyrat kullandıkları  öğrendik.  Bir Üniversite öğrencisi okuduğu okulun konser salonunun koltuklarına bu kadar acımasız davranabilirdi anlayamıyordum.
Konserden önce okulun radyosu Burcu ile bir söyleşi yapacağını söylediğinde bu güzel aktivite bizi mutlu etti. Demek ki konserin tanıtımı için Üniversite çalışmalar yapıyordu. Bir gün önceki Yıldız Üniversitesi deneyimimizden sonra bu mutluluk verici bir gelişme idi.
Konserin başlamasına yarım saat kala hala salon boştu.Bir ara Burcu bu kadar boş bir salona çalamayacağını belirtip konseri iptal etmeyi bile düşündü.Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi İstanbul'daki Üniversitelerdeki konserlere öğrenciler pek rağbet etmiyor. Bir Pop sanatçsı falan olsa konser verecek kişi rağbet çok daha fazla oluyor. İnanılmaz değil mi.Anadolu Üniversitelerindeki öğrenciler Klasik Müzik konserlerine daha fazla geliyor. Belki meraktan, belki başka aktivite şansları olmadığından, belki de hocalarının yönlendirmesinden. İstanbul'da ise öğrenciler belki batılı arkadaşlarına özentiden, belki yeterli duyuru almadıklarından, belki de gerçekten hoşlanmadıklarından klasik müzik konserlerine pek rağbet etmiyorlar.
O gece konserde çekim yapması için çağırdığımız profesyonel kameramanın çekimini iptal ettik bu tenhalığı görünce. Zira böyle boş bir salonun görülmesini istemiyorduk çekimlerde. Bu bizim değil toplumun ayıbı idi.
Burcu bir kaç kişinin geldiğini görünce konser süresini azaltıp ufak bir dinleti ile olayı bitirmek istedi. Zaten iki bölümlük uzun bir konseri götürecek takadı da yoktu.
Kısa bir konser vermek amacıyla çıktığı sahnede daha sonra salona gelen Üniversite öğretim elemanlarının istekleri ile uzun bir süre kalarak güzel bir dinleti gerçekleştirdi Burcu.
O besteciyi de çal, bunu da çal diye gene upuzun bir konser olmuştu. Sahneden indiğinde saçları banyodan çıkmış gibi sırıl sıklamdı. Onu tebrik eden hocalar arasında Newyork Üniversitesinden tanıdığı, Bahçeşehir'e misafir olarak gelmiş profesörler de vardı. Konuşma sırasında sub akut trioid iltihabı olduğunu belirten Burcu'ya profesörlerden birinin  'Bu hastalık doktora hastalığıdır.'diye cevap vermesi hiç aklımdan çıkmıyor.
Çocuğum yıllarca çabaladığı  bu yolda doktora sahibi olayım diye ömür boyu beraber taşıyacağı bir derdin sahibi olmuştu. Her nekadar doktorlar bunun bir dert olmadığını ve ufak bir ilaç takviyesi ile herkesin bununla yaşadığını söyleseler de, çevremde rastladığım her genç hanım aynı dertten mustarip olsa de bence önemli bir sorun trioid sorunu.Her ay tahlil yaptırıp kontrol ettirdiğin, sürekli her sabah ilaç aldığın ,devamlı izlendiğin bir sorun.
Bazen düşünüyorum da doktora sahibi olmak için değermiydi diye. Neler kaybediyoruz , nelerden vazgeçiyoruz yaşamımızda başarıya ulaşmak için.
Şimdi bir Ege kasabasında sakin yaşamaya çalışırken aslında bunların gerekli olup olmadığını sorguluyorum .
O gece konser bitimince Burcu bu konserin ülkesinde son konser olduğunu bilmiyordu.Evet bu son konserdi.
Burcu o günden sonra yüzlerce konser verdi dünyanın çeşitli yerlerinde. Çinde Şankhay'da bile dinlediler onu. Bugün Amerika'da konseri var gene. Her hafta en az 5 tane konser veriyor. Ama biz dinleyemiyoruz. Sanırım bundan en zararlı biz çıktık.Onu dinleme imkanından mahrum kalarak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder