Hürriyet

25 Haziran 2016 Cumartesi

Minik kızımın yavrusu mucize gibi bir şey

O gün hastaneden eve dönerken aramıza yeni katılan canı tanıyamadığımız için biraz kırgındık. Zira bebeğimiz zor bir doğumla dünyaya geldiği için yoğun bakımda kalacaktı ilk gece. Yoğun bakımda hep prematüre doğmuş ufak bebeklerln olduğu düşünülürse bizim 4 kiloya yakın doğan bebeğimize ablamızın yakıştırdığı sıfat çok iyi denk düşmüştü. Büyük kızım Ebru olaylara çok komik yaklaşan bir kişiliğe sahip.Bizim delikanlının prematüre bebekler arasında koğuş ağası olacağını söyleyince hepimiz bu gerilimli günümüzde kahkahalarımızı tutamamıştık.Hatta ablamız bizim Adamın yoğun bakımın asayişini bozacağını ve yakın zamanda oradan annesinin yanına odaya gönderileceğini söyledi.Gerçekten de ertesi gün bebeğimiz odasına geldi. Koyu renk uzun saçları, mavi gözleri ile buralarda doğan saçsız bebekler arasında epey karizmatik duruyordu.
Epidural anastezi ile zor bir sezeryan ameliyatı geçiren Burcu ilk saatlerde yapılan kuvvetli ağrı kesicilerin etkisi geçmeye başlayınca doğum sonrası neşeli halinden biraz uzaklaşmıştı.
Bu arada hastane odası hiçbir yeni bebek sahibi olan annenin olamayacağı kadar misafire tanık oluyordu.Burcu'nun Orkestradan, ders verdiği okuldan meslek arkadaşları, öğrencileri öğrencilerinin anneleri ...Oda dolup taşıyordu. Meğer ne çok tanıdığı  ,ne çok seveni varmış Burcu'nun. Ben kendi hesebıma gurur duydum kızımla.
Hastanede üçgün kaldı Burcu. Eşi de onun yanında kaldı. Bu arada eşinin annesi de uzun bir uçak yolculuğu ile Amerikanın başka bir eyaletinden geldi minik misafiri görmeye.Hastaneden çıkacağı son gün bizim minik adamı bir de sünnet ettiler. zavallı zaten dünyaya gelirken epey meşakkat çekmişti. Bir de bu sünnet acısı. Mutlaka sinirlerini bozmuştur.
Bu arada ben minik adamı gördüğümde ne hissettim biraz da ondan bahsedeyim. İnsanın canından çok sevdiği ,gözünde bir türlü büyümeyen yavrusu evlat sahibi olunca çok farklı duygular içinde kalıyor. Karşınızda sizin minik kızınızın içinde aylarca geliştirdiği, büyüttüğü bir ufak canlı. İnanılmaz bir olay.Mucize gibi bir şey.
Neyse üçgün sonra Burcu hastaneden taburcu oldu ve eve geldi. Şimdi başlıyordu zorlu savaş.Minicik bir bebek ve etrafında koşturan bir dizi insan.
Hemen bir işbölümü gelişti aramızda farkında olmadan. Ben mutfak , yemek işlerini yüklendim bir anne olarak. Yeni bebek sahibi olmuş ve süt veren bir annenin ihtiyacı olan süt sağlayıcı gıdaları hazırlamanın yanısıra,evde aralarında 5 yaşında bir çocuğun da olduğu topluluğu sağlıklı ve dinamik tutacak gıdaları hazırlamak zorunda idim. Abla bebeğin ilk bakım, temizleme, uyuma gibi işlerini üstlendi. Ameliyatlı olan anneyi ilerde bir takım komplikasyonlarla karşılaştırmamak için fazla işlere sokmak niyetinde değildik. Evin daimi elemanı Teresa temizlk işlerini üstlendi. Oldukça yoğun iş temposuna sahip avukat babaya sadece sevme görevini verdik ama onun içi durmuyor ve bize yardım etmeye çalışıyordu.Eşim ise destek elemanı olarak her konuda yanımızdaydı. Kah bulaşık, çamaşır makinesi doldurup boşaltıyor, kah bebeğe gaz çıkartıyordu. Anlayacağınız denge kısa sürede kuruldu farkında olmadan. Bu arada ablamızın çok deneyimli ve rasyonel zekası büyük rol oynadı bu dengenin kurulmasında.
Gelişmeleri daha sonraki yazımda paylaşayım. Zira bebeğimiz ağlamaya başladı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder