Hürriyet

18 Mayıs 2014 Pazar

Süperiour Gölüne doğru bir yolculuk





19 Temmuz 2009 günü THY Şikago uçağı ile ben ve  eşim Burcu ve Eric'in düğünü için Amerika'ya doğru yola çıktık. Burcu'nun gelinliği de yanımızdaydı. Uzun bir uçak yolculuğundan sonra Şikago havaalanında bizi karşılayan Burcu ve Eric'i görünce tüm yorgunluğumuz yerini mutluluğa bıraktı. Bagajlarımızı alıp Portage'ye doğru yola çıktık. Eric'in annesi ve babası bizi büyük bir sevinç ile karşıladılar. Pamela günlerdir süren yoğun düğün hazırlıklarından dolayı biraz yorgun gözüküyordu. İstanbul'da yola çıkmadan bize kargo kanalı ile Amerika'da yapılacak Burcu Göker & Eric Jenkins düğününün davetiyeleri gelmiş ve biz de Türkiye'de yakın dostlarımıza davetiyeleri dağıtmıştık. Gerçi İstanbul'dan düğüne bizden başka sadece ablası ve küçük yeğeni katılacaktı ama dostlarımızın bu mutlu günümüzden haberdar olması için davetiyelerini vermiştik. Gelen davetiyelerde düğün merasimi oldukça geniş olarak yazılmıştı.
1 Ağustos sabahı Michigan Gölü kıyısında bir Düğün Evinde Eric'in tüm aile fertlerinin katılımı ile bir Düğün Seramonisi yapılacak. Bunun ardından gene Michigan Gölü kıyısında bir restoranda yemek daveti ve düğün pastasi kesimi olacaktı. Sonra da gene Michigan Gölünde Harbour Lady adlı bir tekne ile gezi ve eğlence yapılacaktı. Sabah başlayıp akşama kadar 3 ayrı mekanda sürecek düğün merasimi oldukça yoğundu.Planlanan programa göre biz yani Burcu'nun ailesi, Burcu ve Eric düğünden 5 gün önce Michigan Gölü kıyısında bizim için kiralanan eve geçeceğiz ve gelin kendi evinden çıkacaktı. Bu programa göre bize bir süre gezmek için vakit kalıyordu. Bu ilk haftayı değerlendirmemiz lazımdı. Bizden bir hafta sonra İstanbul'dan Burcu'nun ablası ve yeğeni gelecek ve biz onları Şıkago'dan karşılayıp biraz Şikago'yu gezdirdikten sonra düğünün yapılacağı Michigan gölüne doğru yola çıkacaktık.
İstanbul'dan gelip iki gün Portage'de dinlendikten sonra bir sabah Eric, Burcu ,ben ve eşim araba ile yola çıktık. Aslında Portage'de kalıp 10 gün sonra olacak düğün için hazırlıklara yardım etmemiz gerekirdi ama,  herşeyi yüklenen Pamela bize bir iş  bırakmamıştı. Sabah yola çıkarken Burcu'ya nereye gittiğimizi  sordum. Bana rotamızın süpriz olduğunu, ama gidince gördüklerimizden çok etkileneceğimizi söyledi. Gençler rotayı çizmiş,otel rezervasyonlarını yapmıştı. Bize sadece arkamıza yaslanıp, gideceğimiz yerleri izlemek kalmıştı. O gün dura kalka, arada molalar vererek gece Büyükbabaların Sugerlake'deki göl evine ulaştık. Burası sadece gideceğimiz yere varmak için bir gecelik mola yeri imiş. Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim büyükbabanın evinde önce büyükbabanın pişirdiği harika tavuk çorbasını içtik ve sonra derin bir sohbetin ardından sakin ve sessiz bir uykuya daldık. Zira ertesi sabah erken yola çıkacaktık. Ertesi gün gene güzel bir yolculuğun ardından harika bir göl kıyısında çok şık bir otele geldik. Nereye geldiğimizi sorduğumda Burcu Superior Gölüne geldiğimiz söyledi. Çocukluğumuzdan bu yana coğrafya derslerinde okuduğum, dünyanın en büyük tatlı su gölünün kıyısında idim. Bu beni ve eşimi çok heyecanlandırdı. Superior gölü Amerika ile Kanada arasında yer alan ve çok büyük bir göl. Bizim denizlerimizden daha büyük olan bu gölde taşımacılık çok ilerlemiş. Amerika, Kanada sınırının da ortasından geçtiği bu göl Amerika'nın kuzeyinde yer alan 5 büyük gölden en büyüğü. Bu göller o kadar büyük ki 5 inin yüzölçümünün toplamı İngiltere'nin yüzölçümünden daha fazla. Bizim düğünün olacağı Michigan gölü de bu 5 gölden biri. Biz göl kıyısındaki otele vardığımızda harika bir güneş gölün üzerinden batıyordu. Aylardan temmuz olmasına rağmen hava çok serindi. Biz her türlü hava sıcaklığına tedbirli gelmiştik neyseki. Hemen odalarımıza yerleşip, üstümüzü değiştirip harika bir akşam yemeği için yakındaki bir restorana gitmek üzere hazırlandık. Yorgunduk ve ertesi gün çok iiginç geziler bizi bekliyordu. Süperior gölünde tekne ile yaptığımız ve bana çok enteresan gelen geziyi bir sonraki yazımda anlatacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder