Hürriyet

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Mutluluk Güneşin altında parlıyordu.


Düğün başlıyor.
 
Düğün Başlamadan

40 Kel adamın ismini bir gece önceden listeleyip gelinin çıkacağı evin bahçesinde bir ağaç dalına astığımız için içimiz çok rahat, o gece deliksiz bir uyku uyuduk. Ertesi gün uzun, yorucu olacaktı. Ertesi sabah erkenden uyandım ve ilk işim pencereden havaya bakmak oldu. Michigan Gölünün kıyısında upuzun ağaçlar arasındaki evden gökyüzünü görmek biraz zordu ama ağaçların arasında süzülen güneş ışınlarından dışarda havanın güneşli olduğu belli idi. Hemen aşağı indim ve bahçeye çıktım. Dışarda mis gibi ılık ve güneşli bir hava vardı. Gökyüzünde bir tek bile bulut yoktu. Hava bugün harika olacağa benziyordu. Bizim 40 kel adam listesi işe yarayacaktı sanırım. Mutfağa gidip hemen çay ve kahve için kettle su koydum, kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Saat henüz erkendi ama Burcu için kuaförden randevu alınmıştı. Saat 9 da ablası, nedimeleri ile kuaföre gidecek olan Burcu'nun saçları yapılacak ve duvağı kuaförde takılacaktı. Ben Urala bakmak zorunda olduğum için kuaföre gitmekten vazgeçmiştim. Akşamdan saçlarımı yanımdaki bigudilerle sardım. Gece beni başımdaki bigudilerle gören Ural feryadı bastı. Saçına niye gubidi taktın, çıkart onları, çirkin olmuşssun diye bağıran Ural'ı zor zaptettik. Bir yandan da söylediklerine gülüyorduk.
Ben kahvaltıyı hazırlarken önce Burcu, sonra Ebru ve Eric ,daha sonra da babamız ve Ural kalktı. Kalkan kahvaltı masasına oturup acele ile bir şeyler yemeye çalışıyordu. Bu sabah uzun kahvaltı yapmaya pek vaktimiz yoktu. Kahvaltıdan sonra Burcu yukarı duşunu almaya çıktı, Birazdan Eric ablası ile onu kuaföre bırakacaktı.Saat 11 de Düğün Seramonisinin yapılacağı evde olmamız gerekiyordu. Bu arada geceden Portage'den gelen ve otelde kalan Eric'in akrabaları olduğu gibi, sabah erkenden yola çıkıp gelecek olanlar da vardı. Ne de olsa bu düğün Eric'in ailesi ağırlıklı olarak yapılıyordu. Daha sonra Türkiye'de Burcu'nun bu düğüne katılamayan sevenlerı ve aile fertleri içinde ikinci bir düğün yapmaya karar vermiştik.
Burcu, Ebru ve Eric kuaföre gittiler,biz de evde hazırlanmaya başladık.Saat 10.30 da Burcu duvağı takılmış,altında kot pantolonu ablası saçları yapılmış kuaförden döndüler. Hemen çıkıp düğüne gitmemiz gerekiyordu. Burcu sadece duvağı ile oraya gidip gelinliği oarada giymek istedi. Ben evden gelinlikle çıkmasını isterdim ama çimenlerde yürümek zorunda olacağını ve gelinliğinin eteklerinin kirleneceğını söyleyen Burcu'ya uymak zorunda kaldım.
Düğünün yapılacağı eve vardığımızda  birçok kişinin gelmiş olduğunu gördük. Pamela'lar bizden önce gelmiş ve evin düzenin kontrol ediyorlardı. Biz hemen üst  kata  Burcu'nun giyineceği odaya çıktık. O sırada Eric Burcu'nun gelin çiçeğini getirdi. Gelin buketi beyaz minik güllerden yapılmış harika bir buketti. Pamela bizim  anne ve baba olarak takacağımız çiçekleri getirdi. Seramonide yürüyecek hanımların kollarına çiçekten bir bilezik, beylerin yakasına birer gül olarak dızayn edilmiş çiçekleri taktık. Burcu'ya gelinliğini giymesine yardım ettik. Bu arada Burcu'nun nedimeliğini yapacak teyze kızı Amanda ile Brent'in kız arkadaşı Alysee mor nedime kıyafetlerini giymiş, çiçeklerini takmışlar, gelinin resimlerini çekiyorlardı. Nihayet gelin giyindi, hazırlandı, eline çiçeğini aldı ve aşağı inmeye hazır hale geldi. Biz bunları yaparken Ural da bu düğün için alınmış çok şık giysilerini giymiş, papyonunu takmış etrafımızda kızılderili dansı yapıyordu.
Hepimiz aşağı inip seramoniye çıkacağımız kapınnın önünde yürüyüş sıramıza girmiş beklerken, diğer davetliler yerlerini almış ve bahçede iki keman ve arpten meydana gelen orkestra Brams'ın bir sonatını çalmaya başlamıştı. İki klasik müzkçiye de evlilik töreninde bu müzik yakışırdı.
Önde Burcu ve Eric, arkada  iki nedime, sonra ben ve eşim, daha sonra Pamela ile Bop ve en sonra Ryen ile Brent güneşil, sıcak bir Michigan sabahında harika bir müzik eşliğinde bir sürü davetlinin önünden yürüdük. Ben akşama kadar çok ayakta duracağımızdan bu duğün için yaptırdığım topuklu ayakkabılarımı değil, daha düz ayakkabılarımı giymiştim. Sanırım kımse heyecandan farketmedi. Topuklu ayakkabılarımı sonra ki düğün yemeğinde giyecektim.
Bu güzel günde böyle mutlu bir olay için orada yürürken gene ne kadar mutlu olduğumu düşündüm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder