Hürriyet

12 Mayıs 2014 Pazartesi

İki Saatte İkibuçuk Kilo Nasıl Verilir.

İki saatte ikibuçuk kilo nasıl verilir
Burcu Göker Düzce Üniversitesi Konserinden önce Rektör Funda Sivrikaya Şerifoğlu Hanımla

Burcu Göker'in Mayıs 2009 daki Türkiye konserlerini anlatmaya devam ediyorum.
Burcu ve Eric Kadir Has Üniversitesi konserinden sonra Açı Okullarında güzel bir resital verdiler. Öğrencilerin konsere yoğun ilgisini bir önceki yazımda anlatmıştım. Bu konserden sonraki konser Kadıköy Belediyesine ait Göztepe Halis Kurtça Kurtça Kültür Merkezinde gerçekleşecekti. Adı geçen Kültür Merkezi konum olarak konser vermek ve izleyicinin ulaşımı bakımından çok elverişli ve güzel bir salon olmasına rağmen fazla konser etkinliğinin yapılmadığı , daha ziyade çocuk temsillerinin gerçekleştiği bir salon. Bu özelliğini hala koruyor . Bu olayda belki iyi bir piyanoya sahip olmamalarının ve havalandırma tesisatının olmamasının rol oynadığını sanıyorum. Dünyanın ve Türkiye'nin bir çok ünlü konser salonunda çok iyi piyanolarla çalma imkanı bulan Eric bu salondaki piyanoyu görünce biraz mızıldandı ama Burcu onu yatıştırdı. Eric gene de o eski piyanodan çok güzel sesler çıkarmayı başardı. Salon da havalandırma tesisatı olmadığından ve tarihde mayıs ayı olduğu için konserin bir süresinden sonra 160 kişinin sıcaklığı ile içerinin ısısı dayanılmaz hale geldi ve Burcu salonun sokağa bakan kapı ve pencerelerini açtırdı. Dışarının sesleri içinde gerçekleşen konserde Burcu'nun bir sözü salondaki aksaklıklardan doğan gerilimi yok edip harika bir hava oluşmasına sebep oldu. Burcu bütün bu aksaklıkları 'Ne güzel sanki evimizde gibi bir ortamda konser veriyoruz. Burada olduğum için çok mutluyum.'sözleri ile yumuşatıp inanılmaz güzel bir hava oluşmasına sebep oldu. Burcu ve Eric'in bu konser için özel olarak hazırladıkları repertuar Alfred Schnitke, Cesar Franck, Manuel de Falla, Joaquin Turina, Luis Gianneo ve Astor Piazolla'nın eserlerinden oluşuyordu. Konserin sonunda salondakı ısı ve dışardan gelen gürültü dayanılmaz hale gelince Burcu, son eserlerden bir kaçını repertuardan çıkarıp tamamını 3 gün sonra gerçekleşecek Caddebostan Kültür Merkezi konserinde dinleyebilirsiniz diyerek konseri Piazolla tangoları ile çok tatlı bir şekilde bitirdi. Bu konserde bir şey dikkatımı çekti. Burcu ve Eric her şart ve mekanda çok rahat sanatlarını ıcra edebiliyorlar. Ben Burcu'nun 10 yaşında katıldığı bir televizyon programında zor şartlarda çaldığını görünce şaşırmıştım. Sanırım Star TV de yayınlanan Bak şu Konuşana adlı bir çocuk programı idi. Salonda yerlerde ve konuk sandelyelerınde oturan 100 tane küçük çocuğun arasında ayakta keman çalıp çok zor bir eseri yorumlamıştı. Eteğini çeken, etrafında dolaşan, konuşan, yaramazlık yapan ve yönetmenin hiçbir şekilde sözünü dinlemeyen bu kadar çocuğun arasında o yaşta ve o şartlarda o eseri yorumlamak gerçekten büyük bir olaydı. Hadi Burcu'nun bu özelliğini biliyorduk ama Eric de o gece piyanosunu çalarken bu özelliği ispatlamıştı. Sanatçı her şart ve mekanda isterse sanatını icra eder. Onlar eserlerini yorumlarken öylesine konsante oluyorlar ki etraftaki gürültü, ısı ve diğer menfi şartlar onları etkilemiyor. O gece Burcu ve Eric konser bitiminde soyunma odasına geldiklerinde kıyafetleri terden su gibi idi. Zaten Burcu sahnede gösterdiği olağan üstü performanstan her iki saatlik konser sonunda en az 2.5 kilo veriyor. Tabii bunun büyük ksmı su kaybı ama gerçekten dikkate alınacak bir kilo kaybı. Bazen düşünüyorum kilo vermek isteyenler keman mı çalsa acaba diye. Tabii en başta ben.
Bu konserden 3 gün sonra gene Kadıköy Belediyesine ait Caddebostan Kültür Merkezinde 630 kişilik büyük salonda sahnedeki beyaz çiçeklerin kokusu arasınde gerçekleşen konser muhteşemdi. 3 Gün ara ile aynı Belediyeye ait birbirine çok yakın iki konser merkezindeki şartlardaki bu tezat yanlız beni değil , her iki konsere de gelen diğer izleyicileri şaşırttı. Umuyorum en yakın zamanda Halis Kurtça Kültür Merkezi de güzel bir piyanoya ve iyi bir havalandırma sistemine sahip olur.
Bir sonraki yazımda Düzce Üniversitesi Konser salonunun açılış konserinden ve Pamukkale Üniversitesi 2009 ders yılı kapanış konserinden bahsedeceğim. Yazımı bitirmeden önce bir konuyu açıklamak istiyorum. Bu yazıma ilave ettiğim resim bizim için çok önemli. 27 mayıs günü Düzce Üniversitesi konferans Salonun açılışı için gittiğimiz Düzce'de çekildi bu resim. Resme dikkatle bakarsanız Salon ek tesislerinin inşasının hala devam ettiğini göreceksiniz. Bu salon şu anda da Düzce Üniversitesi Rektörlüğünü büyük başarı ile yürüten Sayın Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu Hanımın Düzce'ye ve Düzce Üniversite'sine kazandırdığı eserlerden biridir. Böye bir eserin oluşumuna şahit olduğum için ben çok mutluyum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder