Hürriyet

5 Eylül 2013 Perşembe

Paris'te Place Carea ile ilgili düşündürücü bir anı.

 Bir önceki yazımda Burcu Göker'in Ocak 1999 Fransa Periguex'de Ecole Britten'de bir haftalık staj yapmak  ve konserler vermek üzere Periguex'e hareket ettiğini yazmıştım. Burcu Periguex'den çok güzel anılarla döndü.Çok güzel ve verimli bir haftalık staj geçirmiş. çok beğeni aldığı konserler gerçekleştirmişti. Paris'e döner dönmez gene eğitimine ve konser trafiğine bütün hızı ile başlayan Burcu 'yu mart ayında oldukça büyük bir hendikap bekliyordu. Hocası Madam Gazeau Burcu'nun artık kemanda superior seviyesinde mezuniyet sınavına girmesi zamanın geldiğini ve mart ayında yapılacak Paris Merkezi Konservaturlar Birliği sınavına hazırlanması gerektiğini söylemişti. Bu oldukça büyük bir sınavdı.
  Daha önceki yazılarımı okuyanlar hatırlayacaklar. Paris'te eğitim yapan müzik öğrencileri sınıf geçiş ve mezuniyet sınavlarını okudukları okullarında değil, Paris Merkezi Konservatuarlar Birliğinde girmek ve oradan mezun olmak zorunda idiler. Ancak o şekilde diplomaları geçerlik kazanıyordu.Paris'te 20 bölge olduğunu ve her bölgede Konservatuar olduğunu düşünürsek bu sınavların  katılımını düşünün. Dolayısı ile bu sınavlar yılın belli zamanlarında Paris Chatelet'de Maison de Conservatur binasında aynı jüri ile yapılıyordu.Değişik okullarda eğitim gören öğrencilerin aynı repertuar ile aynı kişiler karşısında sınava girmesinin öğrenci kalitesindeki standardizasyonunu düşünün.
  İşte Burcu da Mart 1999  başında gerçekleşecek superior seviyede  keman mezuniyet sınavına  girmek için hazırlanmaya başlamıştı. Sınav için zoprunlu olan Konçerto, sonat ve diğer eserlerin notalarını hocasından alan Burcu son hızla çalışıyordu.
  Mart ayında gerçekleşen bu sınavı anlatmaya başlamadan önce Maison de Conservatuar ile ilgili oldukça komik bir o kadar da düşündürücü anımı anlatmadan geçmeyeceğim.
  Bu keman sınavı bizim Maison de Conservatuar'da gireceğimiz ilk sınav değildi. Daha önce de Burcu  Oda Müziği, Formatıon Musicale branşlarında  sınava girmişti. Bu binada ilk sınava gireceğimiz zaman sınavdan önce binanın yerini öğrenmek için bir keşif turu yapmıştık.Paris şehrini iyi tanıyanlar bilirler Chatelet çok merkezi adete Paris'in ortasında bir mahalle. Bütün bu merkezi yerlerde yeraltı taşımacılığının merkezi olarak büyük istasyonlar var. R.E.R ve Metro istasyonlarının ana merkezlerinden bir olan Chatelet'de de yerin altında alışveriş merkezleri, istasyonlar ile büyük bir yerleşim merkezi bulunuyor. Adeta yerin altında büyük bir şehir olan bu merkez de günün her saati binlerce insan oradan oraya koşturup duruyor. Bu büyük merkezde kaybolmadan dolaşmak çok zor. Dolayısı ile her yöne işaretler ve yazılar konmuş. Eğer bu işaretlerı takip etmezseniz ,kaybolmanız işten bile değil .Ben kaç kere başka istasyonlar da da çıkış noktamı iyi bilemediğimden metrodan yanlış çıkışlardan çıkıp kaybolduğumu hatırlıyorum ilk günlerde.Zira en basit bir metro istasyonunun bile birden fazla çıkış yeri oluyor. Kaldı ki Chatelet çok merkezi bir yer.Yani bizim İstanbul'da Taksim falan gibi düşünebilirsiniz.
   İşte Maison de Conservatuar binası Chatelet istasyonunda Place Carea diye adlandılılan bir meydanda.Diyeceksiniz ki yer altındaki bir metro merkezinde Konservatuar binasının işi ne. Chatelet de konservatuar binasından başka konser ve gösteri salonları da var yer altında. Bir çok meydanın olduğu bu istasyonda Maison de Conservatuar'ın Place Carea'da olduğunu öğrenince burayı keşfetmek üzere yola çıkmıştık ilk sınavımızın öncesi. Okları, işaretleri takip ederek gidiyoruz. Bir yol başına geldik Burcu ile. Yukardaki levhada üç çıkış gözüküyor, bunlardan biri de Place Carea. fakat diğer ikisinin ışığı yanıyor, Place Carea'nın ki sönük. Ben tabii Türk vatandaşıyım ve her Türk vatandaşı gibi şüpheciyim ya. Burcu'ya 'Bu meydanın ışığı yanmıyor, herhalde çıkışı kapalı dedim.' Yakında bulunan polise gidip sorduk.' Place Carea'nın ışığı neden yanmıyor, çıkış kapalı mı,' diye.Bir de söylemeyi unuttum. İstasyon çıkışlarında ve muhtelif yerlerinde güvenlik kabinleri ve konuşlanmış polisler var. Ama ülkemizdekinin aksine polis orada halkın mutluluğu ve rahatı için var olduğundan size alabildiğine anlayışlı ve sevecen davranıyor. Tabii kanunen Fransa'da oturum hakkına sahip bir yabancı iseniz. Eğer gayri kanuni bulunuyorsanız Fransa'da ,polisi görünce kaçacak yer arıyorsunuz.
   Polis bizim sorumuz üzerine kafasını kaldırıp yukardaki tabelaya baktı ve ışığın yanmadığını gördü. İşte o andan itibaren sanki bir alarm verildi. Birden bir sürü polisin koşuşturduğunu, telsizle konuştuğunu gördüm. Biz de soruyu soran olarak olayın seyrini izliyoruz. Burcu da böyle bir soru sorup ,zamanımızı boşa geçirdiğimiz için bana söyleniyor tabi ki. Polislerin çok ciddi ve uzun çabaları sonucunda netice anlaşıldı. Bir polis memuru bize ışığın bozuk olduğunu fakar çıkışın açık olduğunu , bu olaydan dolayı bizi şaşırttıkları için çok üzgün olduklarını söyleyip , özür diledi.
  O gün o olayda polislerin olaya ciddi ve sorumlu yaklaşımı, olayı çözmekteki becerileri, benden nasıl özür dileyeceklerini bilememeleri çok dikkatimi çekti. Benim küçük bir sorumu nasıl önemsemişler ve ilgilenmişlerdi. Aslında olması gerek bu idi. Ama ben ülkemde alışık değildim bu tür davranışlara.Bu olayı ne zaman hatırlasam içimde bir yerde bir şey sızlar. Ben de bir Türk vatandaşı olarak ülkemde böyle davranışlara layık değilmiyim diye.Hep bir gün ülkemde de aynı davranışı görmeyi umuyorum güvenlik güçlerinden ve sorumlu kişilerden.

Yazımı bitirmeden önce yukardaki resmi açıklamak istiyorum. Resimde Paris'teki mütevazi stüdyomuzda Burcu Göker, babası, ablası Ebru Göker, arkadaşları Ozan ve kız kardeşi görülüyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder