Hürriyet

12 Şubat 2015 Perşembe

İstanbul-Tallahasse hattında zorlu bir yolculuk


Aralık 2011 tarihinde  Burcu'nun noel  sebebiyle Turkiye'ye geldigini ve bu tatilden istifade ederek Mayis 2012 Turkiye konser turnesinin basinda tanitimini da yaptığını  daha onceki yazimda yazmistim. Bu üc haftalik surec cok cabuk gecti. Televizyon, radyo programlari, gazete röportajlari derken arada bir de zamansiz ve ani bir yakin akraba vefati eklenince Burcu Turkiye'ye geldigini anlamadi bile. Yeni yılın ilk günlerinde  Burcu ile beraber Florida Tallahasssee 'ye dogru yola ciktik. Burcu bu sefer benim de gelmemi istemisti ve ben onu kıramazdim. Hem zaten üc haftada ozlemimiz bitmemisti ki.  Bir Cuma sabahı saat 11 de T.H.Y Washington ucagi ile baslayacak yolculugumuz cok uzun sürecekti saniyorduk ama sonunda bircok terslikle yolculugun sandigimizdan da uzun sürdüğünü gördük. Planlanan yolculuğumuz Istanbul, Washington, Charlotte, Tallahassee olarak devam edecekti. Washington ve Charlotte'de iki değisim yapacaktik. Washington'dan Amerika'ya giris yapacaktik. Bu aralardaki sürelerimiz  2 ser saat kadardi. Daha önceki deneyimlerimden de aklimda kaldigina gore bizi zor bir yolculuk bekliyordu. Zaten saat  11deki T.H.Y uçağı için Atatürk Hava Limanina ulaşmak amacıyla  Anadolu yakasindaki evimizden sabah 6 da cikmistik. Benim cok genç olmadigim düşünülürse  bu yolculuğun ne kadar yorucu olacağını daha başindan itibaren kestirebilirsiniz. Neden gidiyordum. Bunu bana Istanbul'da bircok kisi sordu. Burcu gelmisti ve ozlem gidermistik. Ben biraz daha Burcu ile beraber olmak istiyordum. Ayrica cok yoğun programi olduğunu bildiğimden ona Amerika'da  yardim etmek amacinda idim. Biliyordum ki calismalar arasinda en cok yemek yemeyi erteliyor. Onu beslemek, problemlerini paylasmak istiyordum. Anne olanlar beni cok iyi anlarlar. Ayrica Burcu ile sohbet etmek, ona hem dert ortağı olmak, hem de yazilarim icin ondan bilgi toplamak amacinda idim. Kisacasi gezme amaci hic olmayan bir yolculuğa cikiyordum.
Washington ucagi 11 saat 45 dakika sürecekti. Ama daha Ataturk Hava Limaninda kalkis yoğunlugu sebebiyle 2 saat tehir yapti. Bu gecikmeyi kapatmasina imkan yoktu. Bir sonraki ucağı daha simdiden kacirmistik. Ama ucak inene kadar yapacak hic bir sey yoktu ve biz ucaktaki bu uzun  sürenin keyfini cikartmak zorunda idik. Millerimiz de yeterli olmadığı  için bu sefer Business classda gidemiyorduk. Ekonomi sınıfının her ne kadar yeni uçaklarda rahat olduğu söylense de özellikle benim gibi kilolu kişiler icin epey sıkıntılı  oldugu kesin. Kisacasi 14 saat ucakta Burcu ile sohbet edip iki tane sonunda her nedense hep kadinlarin öldüğü  Türk filmi seyrederek , yemek yiyerek vakit gecirdik. Washingtona indigimizde bizi Charlotte'ye götürecek uçak kalkmıştı  bile. Biz daha Amerika'ya giris yapacak, dıs hatlardan iç hatlara geçecek ve yeni uçuş  ayarlayacaktik, 24 saatlik uykusuzluğun ve uzun bir uçak yolculuğunun verdigi bitkinlikle Amerikan polisine niye Amerika'ya geldigimin izahini nasil yaptim hatirlamiyorum. Gumruk geçişleri ve bagajlarimizin  alinmasindan sonra havaalaninda zorlu bir kosmaca basladi. Önde Burcu ve elinde 3 buyuk bavulun yüklü  oldugu araba, sirtinda kemani, elinde kabin bagajı, arkada ben dıs hatlardan T.H.Y  kontuarina doğru uzun bir koşu. Nihayet kontuara vardığımızda son derece anlayışlı  ve yardim sever personel bizi biraz rahatlatti. Bir saat sonraki Charlotte uçağına binbir zorlukla iki kişilik yer ayarlanip ucus kartlarimizi aldiktan sonra bu sefer  ic hatlarda Charlotta ucusunun olacağı  kapiya dogru bir kosu basladi bizde. Gene önde Burcu arkada ben kosuyorduk ve ben durmadan ben niye geldim, bunun bir de dönüşü  var, ben nasil tek basima döneceğim diye durmadan söyleniyordum. Charlotte ucusunun yapilacagi kapiya gelince biraz dinlenmek icin oturduk. Birden yanimda Türkce konusmalar duydum. Hemen ilgilenince yanimizdaki genclerin öğrenci olduklarini, Amerika'nin cesitli Üniversitelerine okumak icin geldiklerini iclerinden bir genç kizin da bizimle ayni yola gidecegini ve devlet burslusu olarak Florida Stade Universitesine master yapmaya geldiğini ögrendik. Ayni kaderi paylasan üc kisi olmustuk. Bu arada karnimiz cok acikmisti. Burcucuk hemen uçağın binişine 5 dakika kala koşarak bir burgerci buldu ve yiyecek bir seyler aldi. Bizi goren Burcu da açlığını  hatirlamis olmali ki o da ayni sekilde kosup yiyecek bir seyler aldi. O kadar yorgundum ki Washington-Charlotte ucağında kendimi kaybetmis ve bayilmisim. Ben ki ses ve ışık olan hicbir yerde uyuyamam. Nasil uyudum hatirlamiyorum. 1.30  saatlik bir yolculuktan sonra Charlotte hava alanina indiğimizde bu seferde Tallahasseee uçağınn kalkacağı  kapiya doğru bir koşuya başladik. Cünkü kalkisa az zaman vardi ve bu uçağı  kaçırmamamiz gerekiyordu. Kapımızı  bulup uçağa oturduğumuzda artik son aşamada olmanin verdigi huzur ve güvenle eve varinca neler yapacağımızın düşüncesine dalmistik ki birden bir anonsla irkildik. Tallahasseee' de olan aşırı  sis sebebiyle bu geceki uçuş  iptal edilmisti. Ertesi sabah 9.30 kadar Charlotte kalmak zorunda idik. Iki Burcu ve ben havaalaninin tenha ve sessiz girişinde otururken bu gece nasil dayanacağımızı  düşünüyorduk. Artik dayanacak gücümüz kalmamistı. Ertesi sabaha kadar alanda sandalye uzerinde oturamazdık. Burcu hemen havaalanındaki yetkililerden yakin otel isimleri aldi ve otellere telefon etmeye basladi. Burcu'nun yogun çabasi ile kısa sürede otel bulundu ve bu sefer biz alan icinde bizi otele götürmek üzere gelip alacak otel arabasina ulasmak icin söylenen kapiya ulaşma koşusuna başladik. Otele geldigimizde vakit geceyarisini bulmustu. Anahtarlarimizi nasıl aldık, nasil yattık ve nasıl uyuduk hic hatirlamiyorum. Sabah 7 de kahvaltida buluştuğumuzda üçümüz de dinlenmiş görünüyorduk. Artik yolumuzun sonuna yaklasmıştık. Gene otel arabasi, gene alanda kosusma ve Tallahassee uçağına binis ve Tallahassee'ye varis. Alandan cikip eve gidecegimiz arabaya binerken diğer Burcu ile vedalastik. 36 saatlik uzun bir yolculuktan sonra ki bunun yarısını birbirimizi taniyarak beraber yapmistik, varacağımız son noktaya gelmiştik. Bu vedalasma sirasinda dikkatimi ceken iki genc  Burcu'nun ve benim fazla yorgun ve bezgin gorunmememizdi. Zira bir zoru basarmis ,sadece bu yolculugu gerceklestirerek ne kadar güçlü  olduğumuzu ispatlamistik.
Daha sonraki günlerde Tahallesse'de  diğer öğrenci kizimiz Burcu Izci , ben ve Burcu Göker bir öğle tatilinde kahve içmek için bulustuk. Iki Burcu da cok dinlenmis ve sakin  gözükü
yordu. Bu yolculukta ben inandım  ki Istanbul-Tallahassee hattinda gosterdikleri gücü  hayatlarinin her doneminde göstereceklerdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder