Hürriyet

18 Eylül 2014 Perşembe

Carnegie Hall Konseri......

Bir aydır yazılarıma ara verdim. Bu arada Burcu geldi Amerika'dan. bir yılın birikmiş özlemi derken zaman çabuk geçti. Son hafta Amerika'dan aynı orkestradan beraber çaldığı arkadaşı da misafirmizdi. Onları gezdirelim derken yazılar biraz ihmal edildi biliyorum.
Burcu ve arkadaşı Maenna'yı cumartesi günü yolculadık memleketlerine. Bugün kaldığım yerden Carnegie Hall konserinden başlıyorum anılarımı yazmaya.
Bu yazımda Nisan 2011 de Carnegie Hall konseri ile ilgili yazdığım blog yazımı paylaşmak istiyorum. O andaki sevincimi, ruh halimi yansıtması bakımından çok önemli benim için.

Carnegie Hall

Carnegie Hall
2 mayıs Newyork Carnegie Hall konseri afisi

1990 yılında başladığımız bu zorlu mücadelenin daha ilk yıllarında küçücük kızım bir yerlerde okuduğu dünyanın en prestıjli konser salonu Carnegie Hall yazısı üzerine 'BEN DE BİR GÜN CARNEGİE HALL' DE KONSER VERECEGİM' dedi.Biz daha ilk okula yeni başlamış, okumayı yeni sökmüş bu küçük , çelimsiz fakat yüreği dağlar gibi büyük çocuğun bu fikrini hic küçümsemedik, alay etmedik, gülmedik ve inandık. Ben , eşim ve ablası onun bir gün Carnegie Hall de konser vereceğine inaniyorduk. Bu isteğini gerceklestirmek icin ne kadar büyük mücadele verecegini, nelerle savasacagını tahmin bile edemiyorduk. Iktisatçı bır ailenin ikinci kızı olarak dünyaya gözlerini acan bu minicık kızın neler yapabileceğini , o kücücük cüsseden nasıl bu kadar büyük mücadelenın çıkabileceğini düsünemiyorduk bile. Ama inandik. 
Simdi 21 sene sonra 2 mayısta bu istegine kavusacak. Yanı 6 gün sonra 'Newyork Carnegie Hallde calacak. Bu 21 sene önce kurulmus bir düş değildi. Bu 21 sene önce küçücük bir kız tarafından planlanan bir gelecekti. 
Bugünlere gelebilmek icin ne kadar büyük mücadele verdiğimizi , nelerle karşılaştığımızı bu blogumda anlatmak istiyorum. 
Cünkü biz kızımla bu savasa beraber elele cıktık. O 8 yasında minicik bır kız ve ben annesı, Beraber cok uzun meşakkatli bir yoldan geliyoruz. Sizlerle bu uzun yolumu paylasmak istedim. Blog resmi olarak da Carnegie Hall afisimizi koydum. Ama yolun sonunda degiliz. Biliyorum önümüzde daha cok uzun bir yol var. Benimle geçtiğimiz yoldaki anılarımızı paylasmaya hazır mısınız

Nisan 2011 den bu yana benimle paylaşıyorsunuz bu zorlu yolculuğu. Daha bitmedi anlatacaklarım. Sanırım daha da bitmeyecek.Ama bir ara vereceğim bir süre sonra. Burcu Göker'in doktora alışı ile sonlanan bir ara. Ama her son bir yeni öykünün başlangıcıdır. Sağlığım ve ömrüm izin verdikçe yazacağım Burcu'nun hiç bitmeyen öyküsünü. Okumaya hazırmısınız benimle.....





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder