2009 yılı Nisan başında Burcu Göker'in Calgary'deki evinden İstanbul'a doğru
yola çıkmaya hazırlanmadan yapacağım çok iş vardı. Benim hareketimden bir kaç
gün sonra Eric'in babası Bop ve amcası Portage'den gelecekler ve Burcu ile
Eric'in eşyalarından büyük kısmını toplayıp Portage'ye götüreceklerdi. Mayıs
ayında Calgary ile ilişkilerini kesip bir sonraki eğitim yılında Florida'da
yaşamlarını sürdürmeye başlayacak olan gençler Türkiye'ye konser turnesine
gelmeden önce eşyalarını Portage'ye göndermek istiyorlardı. İki yıllık Calgary
master dönemi bir çok güzel anısı ile bitip yeni bir dönem başlıyordu. İşte ben
de Calgary'den dönmeden önce Burcu'nun şahsi eşyalarını toparlayıp büyük
kutulara yerleştirdim. Oldukça yorucu ve zaman alan bu uğraşı ben yapmak zorunda
idim. Çünkü Burcu konser, mezuniyet çalışmaları arasında bunları yapmaya vakit
bulamayacaktı. Ben nisan başında Türkiye'deki konser çalışmaları için ülkeme
döndükten sonra Eric'in babası ve amcası gelip eşyaları aldılar. Eşyaları
aldılar diyorum ama Burcu ve Eric boş evde kalmadılar tabii. Zira zaten temel
eşyalar evin kendi demirbaşı idi. Evden alınıp Portage'ye giden eşyalar Burcu ve
Eric'in giysileri, kitapları, televizyonları ve diğer şahsi eşyaları idi.
Ben İstanbul'a dönünce yoğun bir çalışma içine girdim. Calgary'ye gitmeden önce İstanbul'da olacak konserlerin afişleri için yakın arkadaşlarımdan tasarım yardımları almıştım. Üniversite konserlerinin afiş tasarım, tanıtım, program gibi çalışmalarını ilgili Üniversite yapıyor ve bu konuda sanatçıya bir yük düşmüyor. Oysaki Belediyelere ait konser salonlarında gerçekleşecek etkinliklerin tanıtım çalışmalarını yapma işi sanatçının omuzlarına yükleniyor. Ülkemizde ne yazık ki bu konuları yüklenecek organizasyon şirketleri fazla yok, veya varsa bile biz rastlamadık. Ayrıca var olan şirketler de çok yüksek ücret talep ediyorlar. Konserler zaten ücretsiz oluyor. Dolayısı ile sanatçı bu konserlerden bir şey kazanmadığı gibi kendi cebinden tanıtım masrafları yüklenmek zorunda kalıyor. Konser tanıtımları hem çok masraflı ,hem de çok zaman alıcı ve yorucu bir iş. Afiş tasarımı, basımı.afişlerin dağıtımı, dağıtılan ve asılan afişlerin kontrolu, el broşürlerinin basımı, dağıtımı, konserin basında tanıtımı, gazete ve dergi ilanları, mail kanalı ile tanıtım, bir çok kuruluş kanalı ile tanıtım, davetiye dağıtımı, çok zaman alan masraflı işler. Bu sebepten klasik müzik konserleri eğer arkasında Borusan vb gibi büyük bir kuruluş yoksa iyi tanıtılamıyor ve dolayısı ile sanatçı bazen boş koltuklara çalmak zorunda kalabiliyor. Yıllardır Türkiye'nin büyük konser salonlarında önden iki ,üç sıraya verilen konserlerde o kadar etkilendim ve üzüldüm ki Burcu'nun boş salonlara konser vermemesi için çok çalıştım. Birçok kere başarılı oldum ama bazen ne yaptığım eğitim, ne sosyal çevrem yeterli geldi ve engellemeler ve dış etkenlerle salonu tam dolduramadığımız da oldu.
Beni Nisan 2009 da işte böyle büyük bir sorun bekliyordu. Tasarımı binbir rica ile arkadaşlara yaptırılan afiş, bröşür ve programların basımı, dağıtımı işi vardı. Neyseki çevremde bana ve Burcu'ya ,yaptığımız işe inanan çok güçlü bir arkadaş çevrem var. Çevremdeki herkes bir halka halinde çalışarak bunları başardık. Önce bir matbaa bulundu ve bize oldukça indirimli ve en iyi kalite kağıda afiş ve diğer basımları yapması sağlandı, Sonra gene çok iyi tanıdığımız bir arkadaşımız otobus duraklarında 20 tane bilboard ayarladı, Bir diğer arkadaşımız bez afişlerin basımı işini üstlendi. Kocaman iş güç sahibi adamların gece bez afiş asmaya çıkmaları hem çok komik hem de göz yaşartacak kadar sevgi doluydu. El broşürlerinin dağıtım işini dükkan sahibi arkadaşlar üstlendi. Konserlerin davetiye dağıtım işini çeşitli meslek mensubu şirketlerde çalışan arkadaşlar yüklendi. Bu arada ulusal basında, dergilerde haber ve ilanların çıkması sağlandı. Bütün bunları yaparken hepimizin tek bir dayanağı vardı. Burcu o kadar çok çalışıyor ve bu konuda o kadar yürekli idi ki biz ona ne yapsak azdı. Hepimiz sonuna kadar Burcu'ya inanıyorduk.
Bu dayanışma Burcu'nun önce İstanbul'daki konserlerinde başladı ve giderek tüm Türkiye. Kıbrıs ve hatta Newyork konserine kadar yayıldı. Sevgili dostlarımız bizi konserlerimizde yanlız bırakmamaya herzaman gayret ettiler. Hatta Burcu ve Eric 'in şehir dışı konserleri iki üç günlük harika anılarla dolu geziler haline dönüştürüldü. Burcu ve Eric bu konserlerde öylesine büyük bir sevgi ile sarılıp sarmalandıki en son Antalya konserinde saloında göğüslerinde 'Burcu Göker-Eric Jenkins Konserleri' yazılı beyaz tişortları ile dostlarımı gördüğümde gözyaşlarımı tutamadım ve sevgiden ağladım. Ben çok mu sulu gözüm nedir.
Ben İstanbul'a dönünce yoğun bir çalışma içine girdim. Calgary'ye gitmeden önce İstanbul'da olacak konserlerin afişleri için yakın arkadaşlarımdan tasarım yardımları almıştım. Üniversite konserlerinin afiş tasarım, tanıtım, program gibi çalışmalarını ilgili Üniversite yapıyor ve bu konuda sanatçıya bir yük düşmüyor. Oysaki Belediyelere ait konser salonlarında gerçekleşecek etkinliklerin tanıtım çalışmalarını yapma işi sanatçının omuzlarına yükleniyor. Ülkemizde ne yazık ki bu konuları yüklenecek organizasyon şirketleri fazla yok, veya varsa bile biz rastlamadık. Ayrıca var olan şirketler de çok yüksek ücret talep ediyorlar. Konserler zaten ücretsiz oluyor. Dolayısı ile sanatçı bu konserlerden bir şey kazanmadığı gibi kendi cebinden tanıtım masrafları yüklenmek zorunda kalıyor. Konser tanıtımları hem çok masraflı ,hem de çok zaman alıcı ve yorucu bir iş. Afiş tasarımı, basımı.afişlerin dağıtımı, dağıtılan ve asılan afişlerin kontrolu, el broşürlerinin basımı, dağıtımı, konserin basında tanıtımı, gazete ve dergi ilanları, mail kanalı ile tanıtım, bir çok kuruluş kanalı ile tanıtım, davetiye dağıtımı, çok zaman alan masraflı işler. Bu sebepten klasik müzik konserleri eğer arkasında Borusan vb gibi büyük bir kuruluş yoksa iyi tanıtılamıyor ve dolayısı ile sanatçı bazen boş koltuklara çalmak zorunda kalabiliyor. Yıllardır Türkiye'nin büyük konser salonlarında önden iki ,üç sıraya verilen konserlerde o kadar etkilendim ve üzüldüm ki Burcu'nun boş salonlara konser vermemesi için çok çalıştım. Birçok kere başarılı oldum ama bazen ne yaptığım eğitim, ne sosyal çevrem yeterli geldi ve engellemeler ve dış etkenlerle salonu tam dolduramadığımız da oldu.
Beni Nisan 2009 da işte böyle büyük bir sorun bekliyordu. Tasarımı binbir rica ile arkadaşlara yaptırılan afiş, bröşür ve programların basımı, dağıtımı işi vardı. Neyseki çevremde bana ve Burcu'ya ,yaptığımız işe inanan çok güçlü bir arkadaş çevrem var. Çevremdeki herkes bir halka halinde çalışarak bunları başardık. Önce bir matbaa bulundu ve bize oldukça indirimli ve en iyi kalite kağıda afiş ve diğer basımları yapması sağlandı, Sonra gene çok iyi tanıdığımız bir arkadaşımız otobus duraklarında 20 tane bilboard ayarladı, Bir diğer arkadaşımız bez afişlerin basımı işini üstlendi. Kocaman iş güç sahibi adamların gece bez afiş asmaya çıkmaları hem çok komik hem de göz yaşartacak kadar sevgi doluydu. El broşürlerinin dağıtım işini dükkan sahibi arkadaşlar üstlendi. Konserlerin davetiye dağıtım işini çeşitli meslek mensubu şirketlerde çalışan arkadaşlar yüklendi. Bu arada ulusal basında, dergilerde haber ve ilanların çıkması sağlandı. Bütün bunları yaparken hepimizin tek bir dayanağı vardı. Burcu o kadar çok çalışıyor ve bu konuda o kadar yürekli idi ki biz ona ne yapsak azdı. Hepimiz sonuna kadar Burcu'ya inanıyorduk.
Bu dayanışma Burcu'nun önce İstanbul'daki konserlerinde başladı ve giderek tüm Türkiye. Kıbrıs ve hatta Newyork konserine kadar yayıldı. Sevgili dostlarımız bizi konserlerimizde yanlız bırakmamaya herzaman gayret ettiler. Hatta Burcu ve Eric 'in şehir dışı konserleri iki üç günlük harika anılarla dolu geziler haline dönüştürüldü. Burcu ve Eric bu konserlerde öylesine büyük bir sevgi ile sarılıp sarmalandıki en son Antalya konserinde saloında göğüslerinde 'Burcu Göker-Eric Jenkins Konserleri' yazılı beyaz tişortları ile dostlarımı gördüğümde gözyaşlarımı tutamadım ve sevgiden ağladım. Ben çok mu sulu gözüm nedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder