Burcu Göker ve Eric Jenkins 2 Haziran 2009 Pamukkale Üniversitesi konserinden
sonra ertesi günü Denizli ve Pamukkale'yi tanımaya ayırmışlardı. Ertesi sabah
Üniversitenin bize tahsis ettiği araçla Pamukkale'yi geziye çıktığımızda hepimiz
çok huzurlu ve mutlu idik. Bir Konser turnesini başarı ile bitirmiş olmanın
verdiği huzurdu bu. Bir yandan da kalbimiz önümüzdeki günlerde yaşayacağımız
olaylar için çarpmaya başlamıştı. Zira Burcu'yu, Eric'i ve tüm ailemizi
önümüzdeki günlerde yoğun olaylar bekliyordu. Yıllar önce Lawrence Üniversite'ye
girdikleri günlerde tanışan ve daha sonra Calgary'de beraber master yapan, en
sonunda da doktora eğitimi için gene beraberce Florida'ya gidecek olan Burcu ve
Eric evlenmeye karar vermiş ve bir yıl öncesinden Amerikan makamlarına dosya
vererek nişanlılık vizesi alma isteklerini bildirmişlerdi. İşte artık olayın
sonuna gelmişlerdi. Bu yaz bu düğün olacak ve Burcu ile Eric evli olarak
Florida'ya gidip görevlerine başlayacaklardı.
Planlanan duruma göre Pamukkale konserinden sonra İstanbul'a dönecek olan Eric bir kaç gün içinde Sikago Portage'ye ailesinin yanına dönecek ve annesi Pamela'nın uzun süredir uğraştığı evlilik hazırlıklarını bitirecekti. Burcu ise bir müddet daha Türkiye'de kalacak ve bir yıl önce başvurdukları nişanlılık vizesini aldıktan sonra haziran sonunda Amerika'ya gidecekti. Burcu ve Eric temmuz başında Madison Belediyesinde nikahlanacak, düğün ise Agustos başında yapılacaktı. Biz Agustos başındaki düğüne gidecektik. Madison Belediyesinde yapılacak olan nikah sadece Eric'in aile büyüklerinin katıldığı resmi bir tören olacaktı. Esas büyük ve geniş katılımlı tören Ağustosta yapılması planlanan düğündü.
Harika geçen Pamukkale gezimizin ardından İstanbul'a döndük, Eric'i bir kaç gün içinde Amerika'ya yolculadık. Biz ise Ankara Amerikan Büyük elçiliğinden nişanlılık vizesi için gelecek daveti beklemeye başladık. Bu arada bir yandan da Burcu'yu düğünde gelinlik giymesi için ikna çalışmaları devam ediyordu. Zira önceki blogları okuyanlar belki hatırlar.Gelinlik konusunda kayınvalde Pamela ile Burcu arasında her gelin kaynana arasında olan bir fikir ayrılığı yaşanmıştı. Devamlı konserler için abiye uzun kıyafet giymek zorunda olan Burcu gelinlik giymek istemiyordu. Sade bir beyaz kıyafetle evlilik törenine katılmak istiyordu. Oysa ki Eric Pamela'nin ilk çocuğu idi ve Pamela ilk defa bir evladı evleneceği için çok özeniyordu. Gençlerin görkemli bir düğünle evlenmesini ve Burcu'nun da görkemli bir gelinlik giymesini arzu ediyordu. Ben bu konuda fikrimi bildirmedim. Benim için Burcu'nun mutlu ve huzurlu olması çok önemli idi. Burcu''nun 10 yaş büyük ablası Ebru ise mutlaka gelinlik giymesi gerektiğini ve bu olayın insan hayatında bir kere olduğu fikrini savunuyordu. Hatta Ebru olayı daha da abartarak gelinliğin balerinlerin kıyafetleri gibi çok kabarık, işlemeli olmasını söylüyordu. Kısacası bir yandan gelinlik sorunu, bir yandan nişanlılık vizesi sorunu bizi iyice yormuştu. Tabii bu arada düğüne katılacak aile fertleri de kendi giysileri ile uğraşıyorlar, bir yandan terzi, alışverış işleri yapılıyordu.
Bu arada Ankara'dan vize için beklenen görüşme daveti geldi. Burcu ve ben hemen Ankara uçak biletlerimiz ayarlayıp yola çıktık. Bir gece öncesinden gidip otelde kalarak ertesi sabah dinlenmiş ve yeni bir enerji ile kendimizi Amerikan Konsoosluğu kapısına attık. Uzun ve çok yorucu geçen bir vize mücadelesinden sonra akşam üzeri Ankara'da bize eşlik eden Hayri Otman Bey ile yediğimiz çag kebap bize kaybettiğimiz enerjimizi kazandırmaya yetmişti. Şimdi sıra İstanbul'a gidip vize işlemi neticesi gelecek olan pasaportu beklemek ve gelinlik için Burcu'yu ikna etmeye kalmıştı. Zira Burcu daha ikna olmamıştı. Bir sonraki yazımda Burcu'yu nasıl gelinlik giymeye ikna ettiğimizi anlatacağım
Planlanan duruma göre Pamukkale konserinden sonra İstanbul'a dönecek olan Eric bir kaç gün içinde Sikago Portage'ye ailesinin yanına dönecek ve annesi Pamela'nın uzun süredir uğraştığı evlilik hazırlıklarını bitirecekti. Burcu ise bir müddet daha Türkiye'de kalacak ve bir yıl önce başvurdukları nişanlılık vizesini aldıktan sonra haziran sonunda Amerika'ya gidecekti. Burcu ve Eric temmuz başında Madison Belediyesinde nikahlanacak, düğün ise Agustos başında yapılacaktı. Biz Agustos başındaki düğüne gidecektik. Madison Belediyesinde yapılacak olan nikah sadece Eric'in aile büyüklerinin katıldığı resmi bir tören olacaktı. Esas büyük ve geniş katılımlı tören Ağustosta yapılması planlanan düğündü.
Harika geçen Pamukkale gezimizin ardından İstanbul'a döndük, Eric'i bir kaç gün içinde Amerika'ya yolculadık. Biz ise Ankara Amerikan Büyük elçiliğinden nişanlılık vizesi için gelecek daveti beklemeye başladık. Bu arada bir yandan da Burcu'yu düğünde gelinlik giymesi için ikna çalışmaları devam ediyordu. Zira önceki blogları okuyanlar belki hatırlar.Gelinlik konusunda kayınvalde Pamela ile Burcu arasında her gelin kaynana arasında olan bir fikir ayrılığı yaşanmıştı. Devamlı konserler için abiye uzun kıyafet giymek zorunda olan Burcu gelinlik giymek istemiyordu. Sade bir beyaz kıyafetle evlilik törenine katılmak istiyordu. Oysa ki Eric Pamela'nin ilk çocuğu idi ve Pamela ilk defa bir evladı evleneceği için çok özeniyordu. Gençlerin görkemli bir düğünle evlenmesini ve Burcu'nun da görkemli bir gelinlik giymesini arzu ediyordu. Ben bu konuda fikrimi bildirmedim. Benim için Burcu'nun mutlu ve huzurlu olması çok önemli idi. Burcu''nun 10 yaş büyük ablası Ebru ise mutlaka gelinlik giymesi gerektiğini ve bu olayın insan hayatında bir kere olduğu fikrini savunuyordu. Hatta Ebru olayı daha da abartarak gelinliğin balerinlerin kıyafetleri gibi çok kabarık, işlemeli olmasını söylüyordu. Kısacası bir yandan gelinlik sorunu, bir yandan nişanlılık vizesi sorunu bizi iyice yormuştu. Tabii bu arada düğüne katılacak aile fertleri de kendi giysileri ile uğraşıyorlar, bir yandan terzi, alışverış işleri yapılıyordu.
Bu arada Ankara'dan vize için beklenen görüşme daveti geldi. Burcu ve ben hemen Ankara uçak biletlerimiz ayarlayıp yola çıktık. Bir gece öncesinden gidip otelde kalarak ertesi sabah dinlenmiş ve yeni bir enerji ile kendimizi Amerikan Konsoosluğu kapısına attık. Uzun ve çok yorucu geçen bir vize mücadelesinden sonra akşam üzeri Ankara'da bize eşlik eden Hayri Otman Bey ile yediğimiz çag kebap bize kaybettiğimiz enerjimizi kazandırmaya yetmişti. Şimdi sıra İstanbul'a gidip vize işlemi neticesi gelecek olan pasaportu beklemek ve gelinlik için Burcu'yu ikna etmeye kalmıştı. Zira Burcu daha ikna olmamıştı. Bir sonraki yazımda Burcu'yu nasıl gelinlik giymeye ikna ettiğimizi anlatacağım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder