Hürriyet

4 Aralık 2012 Salı

Burcu ile Müzik Yolculuğumuz Başlıyor.

 Bir önceki yazımda  bu yazıları müziğe başlayacak çocuklara ve ebevenlerine çıkacakları yolda ışık tutmak amacı ile yazdığımı söylemiştim. Bunu yapma nedenim ,biz bu zorlu yola çıkarken hiç bir yol gösterenimiz yoktu. Adeta karanlık bir dehlizde el yol yordamı ile çıkışı arayan mahkumlar gibi idik. İktisat eğitimi yapmış, o güne kadar müziği sadece dinlemiş, ailesinde hiç müzisyen olmayan iki kişi  düşünün. Bir yandan yeni çıkacağınız bu yolda nelerle karşılaşacağinizi bilmediğinizden heyecanlı, korkulu, bir yandan ise bu korkuları birbirine fark ettirmemeye çalışan iki kişi.
  Burcu'nun 5 yaşlarında farklı bir kulağı olduğunu anladığımızı  bir önceki yazımda yazmiştim. Bu kulağı nasıl fark ettik. Burcu o kadar hırslı ve güçlü bir çocuktu ki gözümüze soka soka bu farkı bize gösterdi. Daha üç yaşında iken bir gün arabada gidiyorduk.Ben yoğun trafikte bir yandan araba kullanıyor , bir yandan da arkada oturan yaramaz Burcu'yu oyalamaya çalışıyordum.O arada arabanın radyosunda enstrümantel bir müzik çalıyordu. Richard Clayderman çalıyordu piyanoda. Birden Burcu sus pus oldu. Pek sustuğu görülmeyen Burcu'nun bu hali beni işkillendirdi. Burcu dikkatle radyoda çalınan müziği dinliyordu. Ben de sesimi çıkartmadım. Burcu'nun  biraz sessiz kalması hiç fena olmazdı. Zira Burcu geç konuşmuştu ama konuştuktan sonra da hiç kimseye söz hakkı vermemişti. Radyodaki müzik bittikten sonra Burcu bu müzik bizim evde var dedi. Ben çok iyi biliyordum bu sanatçının bizde kaseti yoktu. tabii eve kadar Burcu ile arabada vardı yoktu diye didişip durduk.Nihayyet eve varınca ben  arabadakileri ve Burcu'yu yukarı çıkartmakla meşgulken olayı unuttum. Eve varan Burcu üstünde paltosu salondaki müzik setine doğru bir koşu tutturmuştu. Bir kaset bulup getirdi. çok tanıdığımız Türkçe populer müzik söyleyen bir sanatçımızın kaseti. Ben gene şiddetle arabadaki müzik ile bu uzattığı kasetteki müziğin aynı olmadığını iddia ediyordum. Zorla müzik setine koydurduğu müziği bana bu kadar işimin arasında dinletmeye başladı.Oysaki ben mutfağa gidip akşam için hazırlık yapacaktım. Birden müzik setinden yükselen müzik odayı doldurdu. o ana arabada radyoda çalan enstürmantel müzik ile evde müziksetinde çalan sözlü müziğin aynı olduğunu fark ettim. Yabancı bir eser üzerine söz yazılarak  bizlere sunulan bu müziği 3 yaşında bir çocuk harika kulağı ile fark etmişti.
  Burcu'daki bu müzik yeteneğinin belirtileri artarak devam ediyordu. Bize ise etrafımızdaki kişilere sorarak bu yeteneği nasıl değerlendireceğimizin telaşı içinde idik. Neden değerledirmeye kalktınız, bıraksaydınız bir süre sonra unuturdu diyen okurlarımız çıkabilir.Biz de düşündük. Belki bir hevestir, unutur ama Burcu bize anlatmaya çalışıyor, anlatamayınca da hırslanıyor , mutsuz oluyor ve bizleri de mutsuz ediyordu. Şimdi sorarım size canınızdan çok sevdiğiniz çocuğunuz birden hastalansa .onun için tıbbın bütün olanaklarını kullanıp onu yaşama döndürmek istersiniz değilmi. Abartı değil. Bizim durumumuz da bunun gibi idi.  Biz de anne , baba ve 10 yaş büyük abla var gücümüzle bir arayışa girmiştik. Şimdi ailelere bakıyorum. müzik yeteneği olsun olmasın çocuklarına bir müzik aleti çaldırmak için özel öğretmenler tutuyorlar, özel müzik okulları açıldı. Çok güzel bir şey.Zira daha sonra eğitim amacı ile gittiğimiz Paris'te her bölgede bir konservatuar olduğunu ve her çocuğun 6 yaş civarında bu müzik okularına başlatıldığını gördüm. İlerde müzisyen olsun olmasın her çocuk 6 yaşında bir müzik aleti çalmaya yönlendiriliyordu. Sebebini sorduğum uzmanlar 6 yaşlarında bir müzik aleti çalan çocukların beyninin sol gallubunun çalıştığını ve beyninin bu yönü fazla çalışan kişilerin ilerde cerrah vb gibi el becerisi isteyen işlerde çok başarılı yetişkinler olduğunu söylediler. Ne yazık ki bizim Burcumuzun müzik yeteneğini fark ettiğimiz zamanlarda Türkiye'de çocuklarda müzik eğitimi bu kadar yaygın değildi veya biz iyi bilmiyorduk.
Bir sonraki yazımda Konservatuara girişimizi yazacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder