Bugunku yazima baslamadan once bazi konulari aciklamak istiyorum. Oncelikle
butun yazilarimin konusu Burcu Goker'in sanat egitimi ve bu egitim sürecinde
gerek yurt disinda gerek yurt icinde yaptigi etkinlikler ve bu etkinlikler
sirasinda karsilastigi olaylar. Daha onceki yazilarimda da belirtigim gibi benim
bu yazilari yazis nedenim muzik egitimi yapacak veya yapmakta olan kisilere ve
ebeveynlerine isik tutmak ve yardimci olmak .Bu bana benden once ayni yollardan
gecmis kisilerin verdigi bir gorev. Ben bir anne olarak nelerle karsilastik ve
bunlarin altindan nasil kalktik dilimin dondugu ,kalemimin yettigi kadar
anlatmaya calistim. Bu arada bazi okurlarim surekli Burcu'nun basarilarindan soz
ettigimi soyluyorlar. Ben Burcu'nun butun basarilarini yazmiyorum. Burcu'nun bu
zorlu mucadelesini okuyan kisiler belki bunlarin hayal ürünü oldugunu
sanabilirler. Bunlarin hayal olmadigini Burcu elde ettigi bircok basari ile
ispatlamis bulunuyor. Fransa'da, Amerika'da, Kanada'da aldigi diplomalar,
kazandigi yarismalar, burslar, konser haklari bunun en guzel ispatidir.Hicbir
yabanci ulke basarili gormedigi bir kisiye bosuna bu haklari saglamaz. Ozellikle
yabanci ulkelerde elde edilen basarilarin ne kadar zorlukla kazanildigini
oralarda yasayanlar cok daha iyi bilir. Burcu daha 14 yasinda Paris'e egitime
gittigi zaman bunu şöyle ifade etmisti. Fransizlar 100 puanlik calisiyorsa ben
200 puanlik calismak zorundayim diye. Bu konulari acikliga kavusturduktan sonra
kaldigimiz yerden devam edebiliriz.
Butun bu yogun calismalar ve stres Burcu'da spastik kolit yaratmisti. Daha cok genc yasinda bu kadar stesi kaldiramayan bunyesi barsaklarinda ses vermis ve uzun yillar onunla yasayacak bir sorunun sahibi olmustu .Artik bu kolitle yasayacakti. Ama hayatta herseyin bir bedeli oldugunu kabul eden Burcu kemanini istedigi gibi calabilmenin ve basarilara imza atmanin bedelini de kabul etmisti. Burcu Ocak 2007 de Kanada Calgary Universite'sinden bir hoca ile iliski kuruyordu. Edmond Agopian. Universite'te keman profesoru, bolum baskani ve orkestra sefi. Cok degerli ve taninmis bir sanatci. Ermeni asıllı olan bu ünlü kemancinin Turk oldugu icin kendisini kabul etmeyecegini düşünen ama bir kere şansini denemek isteyen Burcu , Calgary Universite'sine Eric ve kendisine ait dosya ve cd gonderdi. Cd de daha önce orkestra esliginde çaldigi Hacaturyan koncerto ve kendi bestesi Anadolu vardi. Anadolu 1998 yilinda Paris'te egitimi sirasinda ülke hasreti ile besteledigi ve Anadolu'da günesin doğuşu ile baslayan ve gün batimina kadar süren bir günü anlatan bir beste.O gunlerde Wiskonsin'de eksi 20 derece ve kar var. Kapali ve karli hava Akdeniz insani olan Burcu'ya cok zor geliyordu .Arada moral toplamak icin alisveris merkezlerine gidiyor ve oradaki isil isil magazalarda gezerek biraz olsun moral topluyordu. Yillar önce kucuk bir kizken annesi ile Paris'te yasarken ayni seyi yaptiklarini dusunuyordu.Paris'te de cok kapali havalarda alisveris merkezlerine giderlerdi ana kiz. Burcu alisveris merkezinden odasina dönünce gene yanlizdi. Kucuk bir odada yanliz . Bu arada Eric de calisiyor ve Burcu onun da yüzünü çok az goruyordu .Boyle günlerde Turkiye'yi ,ailesini, annesini cok özlüyordu. Ne güzel Istanbul'da olsaydik gezerdik ,kafelere giderdik annemle diyordu. Butun bu özlemin icinde tek arkadasi, dostu, sirdasi kemani. Ona böyle gunlerde daha sevgi ile sariliyordu. Hamburg Senfoni Orkestrasinin konseri bu günessiz gunlerde bir isik oldu. Butun bunlarin arasinda Eric ve Burcu devamli Calgary Universite'si ile yazisiyorlardi. 22 Ocakda toplanacak komite butun dosyalari inceleyecek ve karar verecek, 23 Ocakda da dosya hakkında görüşlerini bildireceklerdi.Bu arada Universitenin verdigi en büyük bursa müracaat ediyorlar ve o bursu alip almayacaklari da nisan ayinda belli olacakdi. Butun bu yazismalar sirasinda Calgary sehri ile ilgili surekli arastirma yapan Burcu sehirde iki tane Turk restoranina rastladi.Sultan ve Istanbul adli iki Turk restorani. Bu iyi isaretler Burcu'ya mutluluk veriyor ve Kanada'da ki universiteyi diger universitelerin önüne cikariyordu. Calgary 1988 Kış olimpiyatlarinin yapildigi ve bu sekilde dünyaya ismini duyurmus bir şehir. Şehirde metro ve otobüs var.Şehir ici ulasim cok kolay. Ayrica okul metro ve otobus kartina kadar veriyor. Nufusun kalabalik olmadigi bu Ülkeye insan cekmek icin cok iyi burs veriliyor. Universite'nin cok büyük dünya çapinda bir kütüphanesi ve cok lüks yurtlari oldugunu öğrenen Burcu ,Turkiye'den Calgary'ye gidis yollarini arastirmaya basladi. Bu arada Ankara'dan doktora icin Calgary'ye giden jeolojist bir öğrencinin varligini öğrendi. Ankara'dan gidildigine gore Istanbul'dan da gidebiliriz diye düşündu. Kanada'nin yetismis insan gücü cekmek icin sağladigi cok iyi sartlar ve hocanin olağanüstü geçmişi Burcu ve Eric de Kanada fikrini iyice sağlamlastirdi. Bu arada Almanya Laipzig Muzik Akademisinden ve Amerika'da diğer universitelerden de teklifler geliyordu. Butun bu uğraslar icinde mart 2007 de gerceklesecek resital icin hazirlanan Burcu resital hakki almak icin bir de dinletiye giriyordu. Bir yandan mezuniyet yoğunlugu, bir yandan master icin okul secmeleri arasinda iyice yorulan Burcu en guzel suprizi mezuniyet torenleri icin Turkiye'den anne ve babasinin gelecegini duydugu zaman yasadi. Annesi ve babasi yani ben ve esim Burcu'nun Lawrence Universite'den mezuniyet torenleri icin Appleton'a gidecektik. Burcu icin artik bahar gelmisti.Önünde cok güzel günler vardi.Bu güzel gunlerde Calgary'den gelen cok guzel bir haber gencleri daha da mutlu etti. Calgary Universite'si onlari kabul etmis ve burs vermisti. Sonradan anlatildigina gore Burcu'nun Anadolu adli eserini dinleyen Edmond Agopian eserden o kadar cok etkilenmis ki Burcu ve Eric'i ikinci bir dinletiye gerek duymadan okula kabul etmisler.Edmond yillar once ebeveynlerinin ayrildigi ülkesinin ezgilerini Anadolu bestesinde duyunca cok etkilendigini bana da gittigimde şahsen anlatmisti. Aglayarak dinledim demisti. Bu eseri besteleyen kisiyi cok merak ettim demisti. Burcu'nun ülkesine olan sevgisini anlattiği Anadolu adli eser Burcu ve Eric'e Kanada Calgary Universitesinin kapilarini ardina kadar açmıştı.
Butun bu yogun calismalar ve stres Burcu'da spastik kolit yaratmisti. Daha cok genc yasinda bu kadar stesi kaldiramayan bunyesi barsaklarinda ses vermis ve uzun yillar onunla yasayacak bir sorunun sahibi olmustu .Artik bu kolitle yasayacakti. Ama hayatta herseyin bir bedeli oldugunu kabul eden Burcu kemanini istedigi gibi calabilmenin ve basarilara imza atmanin bedelini de kabul etmisti. Burcu Ocak 2007 de Kanada Calgary Universite'sinden bir hoca ile iliski kuruyordu. Edmond Agopian. Universite'te keman profesoru, bolum baskani ve orkestra sefi. Cok degerli ve taninmis bir sanatci. Ermeni asıllı olan bu ünlü kemancinin Turk oldugu icin kendisini kabul etmeyecegini düşünen ama bir kere şansini denemek isteyen Burcu , Calgary Universite'sine Eric ve kendisine ait dosya ve cd gonderdi. Cd de daha önce orkestra esliginde çaldigi Hacaturyan koncerto ve kendi bestesi Anadolu vardi. Anadolu 1998 yilinda Paris'te egitimi sirasinda ülke hasreti ile besteledigi ve Anadolu'da günesin doğuşu ile baslayan ve gün batimina kadar süren bir günü anlatan bir beste.O gunlerde Wiskonsin'de eksi 20 derece ve kar var. Kapali ve karli hava Akdeniz insani olan Burcu'ya cok zor geliyordu .Arada moral toplamak icin alisveris merkezlerine gidiyor ve oradaki isil isil magazalarda gezerek biraz olsun moral topluyordu. Yillar önce kucuk bir kizken annesi ile Paris'te yasarken ayni seyi yaptiklarini dusunuyordu.Paris'te de cok kapali havalarda alisveris merkezlerine giderlerdi ana kiz. Burcu alisveris merkezinden odasina dönünce gene yanlizdi. Kucuk bir odada yanliz . Bu arada Eric de calisiyor ve Burcu onun da yüzünü çok az goruyordu .Boyle günlerde Turkiye'yi ,ailesini, annesini cok özlüyordu. Ne güzel Istanbul'da olsaydik gezerdik ,kafelere giderdik annemle diyordu. Butun bu özlemin icinde tek arkadasi, dostu, sirdasi kemani. Ona böyle gunlerde daha sevgi ile sariliyordu. Hamburg Senfoni Orkestrasinin konseri bu günessiz gunlerde bir isik oldu. Butun bunlarin arasinda Eric ve Burcu devamli Calgary Universite'si ile yazisiyorlardi. 22 Ocakda toplanacak komite butun dosyalari inceleyecek ve karar verecek, 23 Ocakda da dosya hakkında görüşlerini bildireceklerdi.Bu arada Universitenin verdigi en büyük bursa müracaat ediyorlar ve o bursu alip almayacaklari da nisan ayinda belli olacakdi. Butun bu yazismalar sirasinda Calgary sehri ile ilgili surekli arastirma yapan Burcu sehirde iki tane Turk restoranina rastladi.Sultan ve Istanbul adli iki Turk restorani. Bu iyi isaretler Burcu'ya mutluluk veriyor ve Kanada'da ki universiteyi diger universitelerin önüne cikariyordu. Calgary 1988 Kış olimpiyatlarinin yapildigi ve bu sekilde dünyaya ismini duyurmus bir şehir. Şehirde metro ve otobüs var.Şehir ici ulasim cok kolay. Ayrica okul metro ve otobus kartina kadar veriyor. Nufusun kalabalik olmadigi bu Ülkeye insan cekmek icin cok iyi burs veriliyor. Universite'nin cok büyük dünya çapinda bir kütüphanesi ve cok lüks yurtlari oldugunu öğrenen Burcu ,Turkiye'den Calgary'ye gidis yollarini arastirmaya basladi. Bu arada Ankara'dan doktora icin Calgary'ye giden jeolojist bir öğrencinin varligini öğrendi. Ankara'dan gidildigine gore Istanbul'dan da gidebiliriz diye düşündu. Kanada'nin yetismis insan gücü cekmek icin sağladigi cok iyi sartlar ve hocanin olağanüstü geçmişi Burcu ve Eric de Kanada fikrini iyice sağlamlastirdi. Bu arada Almanya Laipzig Muzik Akademisinden ve Amerika'da diğer universitelerden de teklifler geliyordu. Butun bu uğraslar icinde mart 2007 de gerceklesecek resital icin hazirlanan Burcu resital hakki almak icin bir de dinletiye giriyordu. Bir yandan mezuniyet yoğunlugu, bir yandan master icin okul secmeleri arasinda iyice yorulan Burcu en guzel suprizi mezuniyet torenleri icin Turkiye'den anne ve babasinin gelecegini duydugu zaman yasadi. Annesi ve babasi yani ben ve esim Burcu'nun Lawrence Universite'den mezuniyet torenleri icin Appleton'a gidecektik. Burcu icin artik bahar gelmisti.Önünde cok güzel günler vardi.Bu güzel gunlerde Calgary'den gelen cok guzel bir haber gencleri daha da mutlu etti. Calgary Universite'si onlari kabul etmis ve burs vermisti. Sonradan anlatildigina gore Burcu'nun Anadolu adli eserini dinleyen Edmond Agopian eserden o kadar cok etkilenmis ki Burcu ve Eric'i ikinci bir dinletiye gerek duymadan okula kabul etmisler.Edmond yillar once ebeveynlerinin ayrildigi ülkesinin ezgilerini Anadolu bestesinde duyunca cok etkilendigini bana da gittigimde şahsen anlatmisti. Aglayarak dinledim demisti. Bu eseri besteleyen kisiyi cok merak ettim demisti. Burcu'nun ülkesine olan sevgisini anlattiği Anadolu adli eser Burcu ve Eric'e Kanada Calgary Universitesinin kapilarini ardina kadar açmıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder