Günler bu tempoda hızla geçiyordu. Bu arada hafta sonlarımızdan bahsedeyim. Hafta sonlarımızda Burcu'yu İngilizce kursuna götürüyorduk. Kemanda çok hızlı ilerlediği için okul müfredatına göre ayarlanan solfej dersi yeterli gelmediğinden ek solfej dersine götürüyorduk. Kısacası hafta sonlarımız da İstanbul trafiğinde o semtten bu semte koşuşturmakla geçiyordu. Hatta bir ara hafta sonları markette ebeveynlerinin yanında çocuk görünce şaşırır bir duruma girmiştim. Bu çocukların kursu, dersi yokmuydu da market geziyordu. Akşamları yorgun yemekten sonra oturup Burcu'nun keman çalışmasını dinlerken yapabildiğim sadece bebek elbisesi örmekti.Neden örgü diyeceksiniz. Zira gazete falan hışırdayıp Burcu'nun dikkatını dağıtır diye okuyamıyordum. Neden bebek elbisesi. Zira Burcu da bir çocuktu ve bu yoğun çalışmalar içinde tek avuntusu barbi bebekleri idi. İşte ben de her gece oturup Burcu keman çalışırken onun barbi bebeklerine elbise ,palto, şapka örüyordum.
Zaman ilerledikçe başka sorunlar çıkmaya başladı. Daha önce genç olduğu için Burcu'yu daha iyi anlayacağını tahmin ettiğim öğretmenimiz çok sert ve acımasız bazı hareketler yapıyordu. Evet ben de sanatta , sporda disiplin taraftarıyım ama bu disiplini sevgi ve sakinlikle sağlama imkanımız olamaz mıydı. Zira her çocuğa aynı sistem uygulanmaz. Özellikle Burcu gibi kırılgan çocuklara daha anlayışlı, izah edici , sakin bir eğitim sistemi uygulamak gerekir. Tabii bu durumda bana çok iş düşüyordu. Derslerden alıngan çıkan Burcu'yu avutmak, konuşturmak, rahatlatmak. Çünkü Burcu çok konuşkan bir çocuk değildi. Onu konuşturmak , sorunlarına inmek ve arkadaş olmak zorunda idim. Farklı bir çocuk olduğu için çok arkadaşı yoktu. yaşıtları ile uyuşamıyor. iyi anlaşacağını düşündüğü büyükler ise onu kabul etmek istemiyorlardı. Ben ona arkadaş olmak orunda idim. Öğretmeni de ona sevgi ile yaklaşmıyordu pek. Burada benim yapacağım onu sevgi ile sarıp sarmalamak ama hayatın gerçeklerini de acıtmadan anlatmaktı. Sevgi ile sarıp sarmalamak derken yanlış anlaşılmasın. Disiplin her zaman vardı. Yanlız ben o anlamaz diye düşünmedim, herşeyi sebep sonuç ilişkisi ile anlattım.Takii anlayıncaya kadar, konuştuk.
Bu koşuşturma içinde senenin sonuna yaklaşmıştık. Ve inanırmısınız Burcu hiç hastalanmadı, hiçbir aksilik olmadı. Yaptığımız plan tıkır tıkır çalıştı ve hiçbir dersi aksatmadık. Yaz tatili gelince kemanı yazında çalışacağımız ve biraz tatil yaptıkran sonra derslere devam edeceğimizi öğrendik. Bu olay Burcu'nun çok hoşuna gitti. Zira o kemanından hiç ayrılmak istemiyordu. Bale derslerimiz de harika gidiyordu. Baledeki arkadaşları ile çok iyi uyum sağlamış ve güzel vakit geçiriyordu. O dönemde edindiği bale arkadaşları ile hala görüşüyor. Ama o çocuklar arasındak bu güzel arkadaşlığın tesisinde bale öğretmenlerinin de çok büyük etkisi olmuştur. Editha Alnıaçık isimli bale öğretmenimiz çocukların ruhuna arkadaşlık. ortak çalışma duyguları ekerek onların çok iyi gelişimlerini sağladı.
Yaz tatili gelmeden Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryumunda tertiplenen bale gösterisinde Burcu çok mutlu idi. Zira bir yıl içinde yaptıklarını çok güzel sergilemişlerdi o ve arkadaşları. Kemanında da artık ufak ve güzel parçalar çalıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder